bugün

elinizde telefon, saatlerce telefonun ısıgının yanıp calmasını beklemektir. biten sarj için ısık yanarsa bu sizin için bir yıkımdır.
acizliktir...
ya beklememek ya da çekip aramak gerekmektedir özlenen kişiyi. ha aranmaması icab eden hadiseler olmuşsa aranıza zaten bitecek demektir üç vakte kadar sizi birarada tutan sebepler...
kavgalı olunan dönemlerde sevgiliden telefon beklemek kadar acıklı bir durum yoktur. bu durumda devreye aşk girer ve daha çok seven ilk arayandır.
sevgiliden telefon beklemek ölüm gibi gelir.ne kadar beklersen bekle gelmediği zaman senin için hayat biter.sonra bi ölüyü diriltmek ne kadar imkansızsa bekleyen sevgilinin kalbindeki acıyı silmekte o kadar imkansızdır.
(bkz: ara beni ara yar ara sıra ara yar)
saçma olan hadise.. ne bekliyecem lan telefon, ararsa arar zaten, uykuma ne olmuş.. zaten adı üstünde "sevgili" , içi boş bi kavram biraz.. canım olsa, bitanem/hayatım olsa neyse.. ararsa arar, aramazsa keyfi bilir anasını satayım. ahaha
mümkünse (bkz: n73) veya (bkz: n80)
telefonu yatağın baş ucuna koyup, uyumaya çabalama sebebidir.
o telefonun çalacağı, geleceği bilinse saatlerce yapılası eylemken, asla olmayacağını bilmek bir de üstüne hala beklemekle insanı yaralayandır. boşa kürek çekişin göstergesi, gerçeklerin yüze vurumunun yaşandığı anlardandır. saatlerce telefonla oynamaya, mesajları sürekli baştan okuma neden olandır. olmayacağını, çalmayacağını, gelmeyeceğini bilmekle daha çok dualarda yetinilen eylemdir. ha bir de tüm bu durumlar içinde mallığın belirtisidir orası ayrı... *
şahsım adına* ölümü beklemek daha kolaydır, rahattır.
telefon çalmadığı süre içerisine acaba ne yapıyor, kimle konuşuyor şeklinde merak edilerek kişinin kendi kendini gerdiği eylem. yapmayın, etmeyin gözünüzü seveyim.
arar şimdi ya kasmaya gerek yok o kadar.
telefonu avucunun içene alıp içinizden kalbinizden hissederek ''lütfen mesaj çeksin ya da arasın lütfen''diye geçirmektir. *
oda size dar gelir, ne yaparsanız yapın sıkılırsınız tam mesaj geldiğini anladığınız anda mesajın turkcell'den geldiğini öğrenmek bitirir insanı. bu yüzden adrenalinin en yoğun dakikalardır sevgiliden telefon beklediğin zamanlar.
dünyadaki cehennem provasıdır.
(bkz: yeni sevgiliden iphone beklemek)

beklemeye değer.
telefonun başında biçare durumda saatlerce kampın kurulduğu araması için tanrıya yalvarıldıgı durumdur.saçma sapan telepati kurmaya çalışırsın,sonra adama küfredersin hay senin algına algılayacağına,telepati yeteneğine bir sana iki haha
kontör yoktur, beklersin.

arasın diye beklersin. telefondan ses çıkmaz. mecbur mesaj atarsınız en sonunda.

e:sesini duymak ne güzel olurdu şimdi.
k:e ara o zaman.
e:tamam ararım da işim var şimdi. (al işte sana acizliklerin en büyüklerinden.)
saatlerce, günlerce telefonun elden düşmeme nedeni.
ve beklemekle kalmak.
beklediğin her dakika, saate dönüşür. moral bozuklukları üst üste gelir. ne yapacağını şaşırırsın.
bir umutla beklemek, insanı bir umut bir de beklemek yıkarmıs.
içi içini kemirmek deyimiyle eşdeğer uygulamadır.
Sevgiliden gelecek olan telefon ölümün diğer adıdır. işkencenin en ağırına gönüllü olmaktır.
bir türlü yanmaz ışık, bir türlü çalmaz zili lanet olasıcanın. Beklersiniz... sabah uyandığınızda ilk aklınıza gelendir. ilk onun izini arasınız telefonunuzda. cevapsız varmı dersiniz... yoksa.. hem rahat, ve hemde huzursuz nasılda anlatılamayacak bir duygudur. Hem - oh iyi arayıpta ben duymamazlık etmemişim diye sevinirsiniz, diğer yandan neden aramadı diye üzülürsünüz. ve beklersiniz... beklersiniz bir türlü gelmez o beklediğin ses. endişeler artar, neden telefon etmiyor, nerede, telefonumu bozuldu,
Beklersiniz... içinizde ta derinlerde hafiften bir ağrı başlar, sabırsız bir bekleyiştir, hadi artık aç şu telefonu, arasanız kapalıdır, hastamı acabaları bu sefer oyar yüreğinizi, neyi var, ağırmı, zaten dün gece sesi iyi gelmiyordu galiba dersiniz, hafif çatallıydı. Belkide şimdi bir hastahanede belkide dal baygın yatıyordur, başında bir doktor, hemşirelerin telaşlı ayak sesleri, 39.5 diyen bir ses ve nereden geldiği belli olmayan serumun kaşla göz arasında damara bağlanmasını hissedersiniz içinizde. Serumun damla damla akışı gelir gözlerinizin önüne. Bir ritm tutturmuştur sessizce damlayan ilaç. Şıpp, şıpp, şıpp akar ve siz hiç gözünüzü ayırmadan endişe ve dalgınlıkla izlersiniz, o akan serumu. içinizde hiçbir yerde ve hiçbir zaman yaşayamayacağınız duygularla.

ve aniden bir telefon sesi böler hayatı hah tamam muhakkak odur dersiniz açarsınız.. Evet iyiyim abla , sağ ol sen nasılsın. Tamam , tammam, olur , olur, hadi iyi günler,. Allah kahretsin o değil... ve yeniden başlar endişeli bekleyiş, nerde bu, ve neden telefon etmiyor, neden, neden. neden gelmez o kör olası telefon.

Belki beni sınıyor, acaba ne tepki verecek, ama daha öncede sınamıştı. bütün ümidini yitirmiş bir adamın tepkilerini vermedim mi..?? Neden tekrar bu işkence... yetmedimi, o kadar kavga. o kadar direniş ve o küsmeler... o mağlubiyeti kabullenmeler...

vakit akşamın karanlığı oldu. Hala yok o lanet olası telefon. Ne ses ve de ne bir nefes... Yine yok. Bu saatte nerede bu. neden bir haber uçurmuyor. anlıyorum belki çok zor durumda, belki ailesiyle beraber kimbilir, telefon edemez. Tamam ama tuvaletten bir mesajdamı çekemez... Neden, neler dönüyor... Yoksa birşeylermi var. Varsa hayatın son demleridir. Sezen aksu değilim ben, her ne yaptınsa yaptın, dön diyemem. ben hazmedemem ki. O da hazmedemez, hazmedemedi... Bir kadeh şarap belki iyi gelir düşüncelerime...

Şarap güzelmiş , oh yarasın yağ gibi akıyor gırtlaktan, ve buruk bir tad kalıyor dilimde, işte burada hak veriyorum sezene, zulada bir kaç şişe yakut olmalı. bir kadeh daha içmeliyim, yoksa çıldırmak işten değil.. bir kadeh daha , sonra ardı ardına boşalır kadehler.. şişe bitti.. zulada var nasılsa , burada ben sezeni dinlerim arkadaş, sezen ne derse doğru der.. Bu kadın o kadar güzel sözleri nereden çıkarıyor hayret. her parçası bırak ritmini, bırak müziğini, ulan sözleri yeter. Ben sezeni seviyorum valla. ya bu şişe ne zaman bittiki, saat gece yarısını geçiyor, çokmu içtim ne, birde yorgunum, birde bitkinim. uykum var, gözlerim kapanıyor...
..
..
uyuya kalmışım... hava soğuk,saat gecenin 3 ü telefonumda hala bir şey yok.. hay allah uyumuşmudur acaba, telefon etsem rahatsız olurmu, belkide duymaz. Hadi bir deneyeyim... evet çalıyor, o da ne meşgul sesi, gecenin 3 ünde bana çalmayan telefon başkasına çalmış, ve meşgul. bekliyor ve bekliyorum, bir daha , bir daha. Hayır olamaz. Ben burada deli divane beklerken, koca bir gün üzülürken.... Hayır olamaz.. bu bir kabus... Belkide yalnış telefona ettim... Hayır doğru. o senin herşeyden sakındığın, o sevdiğin, o deli divane olduğun, hayatının bundan sonrasını endekslediğin, bundan sonra yalnız onun için yaşamaya karar verdiğin.... Hani herşeyin, bitanen, aşık olduğun, uğruna herşeyleri bir kalemde silip attığın, onunla taaa uzaklarda bir diyarda, yeni ve yepisyeni bir hayata başlamaya karar verdiğin. Olamaz seni bütün gün bekletirken gecenin kör karanlığında başkasıyla saatlerce konuşamaz.... sinirler nasıl dayanmalı, nasıl etmeli, sakin nasıl olunur, iyimserlik nasıl kalmalı... dur sakin ol... elinde değildir, değildir mantık, giyindim, maksadım işkencelerime son vermek, bunca yılın verdiği dersler yalan, vallahi yalan... Billahi yalan... Gerisi yok.... Herşey yalan, sevgi yalan, aşk yalan, ruh yalan, dürüstlük yalan, ben yalan, sen yalan, o yalan, bir anlık heveslere satılmak yalan, hiç bir şey yok yalan, ben zaten seni aramıştım yalan, telefon yalan, beklemek yalan,..... Beklersiniz... beklersiniz.. Açılacak yepyeni ve bembeyaz bir sayfayı.... Bir tek gerçek vardır elinizin altındaki o demirin soğukluğu... Ceketinizin sol iç cebine koyun, biraz ağırdır taşımak, ama çekmesi kolay oluyor....Anlatacak çok şeyi olmalı... ve anlatmalı... anlatacak....

Siz yinede telefon bekliyeceksiniz biliyorum... bekleyin
anksiyete sebebidir. beklemeyin amına koyim. ayrılınca ruh hastası oluyorsunuz sonra.

tabi ki kendimden biliyorum.
murphy ve murphy.
beklersin beklersin beklersin gelmez.
en beklemediğin, hatta hiç mi hiç müsait olmadığın bir anda gelir.