bugün

sevda çekilen kişiden başka hiçbir dermanının olmamasından kaynaklanır ve çare olacak kişi de hiçbir yüzyılda bu hastalığa kapılmış kişiye yardım etmez... zira etmiş olsalardı kimse dağları delmez, kalın kalın kitaplar ve uzun anlamlı şiirler yazmadı...
hele kara sevdaysa ölümcül ve çaresiz bir hastalıktır.
dermansız derde düşen insanlara, umut aşılanır. ve o umut bazen bir ömür yaşatır insanı. heba edilmiş bir ömrün tek sorumlusudur umut, sevdayı çaresiz yapanın ta kendisi.
hiç geçmeyen mide bulantısı gibi. kusmak için çeşitli çareler aranır. tuzlu bişeyler yenir, kolonyanın şişesine düşülür, olmadı boğaza parmak sokulur ama çaresi yoktur. ifrazat içten atılmaz.