bugün

zor birşey be birtanem. nereden başlasam bilemiyorum. ilk olarak şunu söylemek istiyorum; hayatıma giren en tatlı en dürüst en hoş en güzel en hayran olunası insansın. seni sana anlatmak. başlıyorum.

sen güzelliği ile etrafa ışık saçanımsın. sen girdiği yerde ağırbaşlılığıyla dikkat çekenim, övgü alınca yüzü kızaranım, bana ders vermeleriyle hocam, benden birşeyler öğrenmesiyle öğrencim, gözlerimin içine sevgiyle bakışıyla sevgilimsin.

ben "seni seviyorum" cümlesinin gizli öznesi, sana gönülden,yürekten bağlı olan aciz insan. bir büyüğüm sevmek zaten başlı başına salaklık, aşık olmak ise salaklığın daniskasıdır derdi. ben bu daniskanın öznesi,yüklemi, her şeyi oldum.sana aşık oldum.

güzellik ve iyi niyet adına bildiğim her şeyin birleşimini buldum sende. sen vardın, diğerleri vardı. diğer insanlar. hatta sen varken diğerleri yoktu bile. peki ben sana niye bu kadar aşık oldum? niye bağlandım sana bu kadar? niye bir insanı bu kadar sevdim? bunu çok düşündüm.

sen ahlaklıydın. seni görenlerin kendine çeki düzen vereceği kadar. sadece ben değil, sıradan insanların bile. sen bunu "ben korkutuyor muyum sizi" ye bağladın. benden çekiniyorlar mı diyordun. hayır güzelim sen onlara sürekli akıllarında olması gereken şeyleri hatırlatıyordun. edeb, ahlak... sadece insanlar -en azından bazıları- kendi hayatlarını sorgulamaya korkarlar. en doğrusunu kendilerinin düşündüğünü zannederler. fakat sen onlara, bana doğruyu gösteriyordun, olması gerekeni.

sen güzeldin. beni benden alacak kadar. sana kaç kere dalıp gittiğimi hatırlamıyorum bile. işin garibi ikimizi topraktan yaratılmışız. sen nasıl bu kadar güzel oluyorken ben bu kadar çirkin olabiliyorum? çernezyomdan mı yaratıldın acaba? verimli toprak ya o bakımdan. piiii. bu esprimi ben bile beğenmedim.

sen alçak gönüllüydün. öyle ki şimdi yazdıklarımı okuyunca bana kızacaksın, yine kendini gömmüş beni yüceltmişsin diyeceksin. gerçek bu ama.

sen zekiydin. o sessiz görünüşünün, o soğuk bakışlarının ardını gördüm ben. seninle konuştum, seni anlamaya çalıştım. böylece şimdiye kadar tanıdığım en harika insanı buldum. insanın konuşması belli eder zekasını. ben de ne kadar zeki olduğunu seninle konuşunca anladım. belki bilmiyorsun ama ben ben seninle ilk konuştuğumda, sohbet ettiğimde anlamıştım yapını. kendi kendime bu kız özel demiştim. öyle çıktın.

öyle çıktın deyince aldığın karpuzun kelek çıkması mevzuu aklıma geldi de. nasıl bir serbest çağrışımmış dedim kendi kendime. annemin de hep söylerdi "manyaksın oğlum sen" diye. ben de inanıyorum buna. kafam normal çalışmıyor ve bu iyi birşey değil. ama ayrıca beni ben yapan şey bu. neyse senden bahsederken birden nasıl kendime döndüm arkadaş

kısacası canımın içi, sen benim gözümde böylesin. daha çok var anlatacak ama evdekiler pis pis bakıyor. başka zamana kaldı artık.

arkadaş hep derdi: oduna bile bir sarmaşık sarılsa o odun olmaktan çıkar sarmaşık sarılmış odun olur. aslında bana burda hafiften odun demiş, laf sokmuş ama severdim, iyi çocuktu. neyse ben sarmaşığımı buldum be güzelim ve beni hep, sonsuza kadar sarsın istiyorum. söylesene çok şey mi istiyorum?

saygılarımla.
seni anlatabilmek seni,
halden bilmeze...
uğraşmam, git aynaya bak.
seni sana anlatmam için önce anlamam gerekiyor.