bugün

bugünün kurunda;

50 tane "seni seviyorum", 100 tane "sensiz yaşayamam" ve belki de 500 tane "seninle ölmek istiyorum" edecek kadar gerçek bir sevgi sözüdür. o kadar yozlaştık ki yaşadıklarımızda ve her geçen gün biraz daha bunevi bir yozluğun içine daha da gömüldük gitgide. bütün kara parçalarında, antartika dahil.

bir zamanlar bir kadın tanırdım ve bana "adam" derdi hitap etmek istediği zamanlarda. hiç rahatsızlık duymadım bundan. hayır, bu gibi konularda takıntılı olmayı beceremem pek. yo yo yeri geldi mi en az bir kadın kadar trip atabilme yeteneğine sahiptir türümüz ama bu sözden hiç gocunmadım, hatırlamam emsalini. gene de günün birisinde bu konudaki merakımı dillendirdim neden sorgulayarak. "çok insan tanıdım" dedi. "daha önce birden fazla erkek girip çıktı hayatıma" diyerek de ekledi ve sonra kendini yaftalama işini de kendisiüstlendi "bir tek hayatıma da girip çıktıkları söylenemez" diye. en ufak bir mimik sergilemeden dinledim bu söylediklerini. kıskanmadım hiç, seviyordum ayşegül'ü ve "evet" diyerek dinlediğimi belli ettim ona. sonra devam etti "hiç birisi senin gibisinin, yarısı etmezdi" dedi ve bunu söylediğinde henüz 3 aylık bir tanışıklığımız vardı. bence aceleci davranmıştı böyle bir tahlil için, henüz gizli denizlerimin dalgasını bile duymuş değildi. herneyse, uzatmak istemiyorum bu bahsi. sadece bu duruma çok benzettim bu "seni her şeyinle kabul ediyorum" şeklindeki sevgi sözünü.

geçenlerde ortaokul'dan bir arkadaşım(evet bizim zamanımızda ilkokul-ortaokul ayrı idi işleyişte ve 5+3+3 gibi bir eğitim sistemi vardı) facebook adlı sosyal sıçargaç aracılığı ile ulaştı bana "seni rüyamda kötü gördüm, görüşmeliyiz" dedi ve görüştük. uzun uzun konuştuk. birer evlilik gömmüştük her ikimiz de. güzel kızdı eda vesselam ama "o biçim" çarpmazdı kalbim ona karşı. konuşmayı takiben açıksözlü davrandı ve "seni her şeyinle kabul ediyorum" dedi. aslında bu, bir erkeğin gururunu okşayacak belki de en okkalı sözdü, bilmiyorum. belki de biz erkeklerin "hatalar" konusundaki yatkınlığından dolayı böyle bir inanca sahibimdir. neticede "her şey" kapsamında bütün hatalarımız, dangalaklıklarımız da paket içeriğinde kalıyor. eda güzel kız aslında ama dedim ya benden olmaz o sandığı şey. ona da söyledim. arada bir oturup da birer-ikişer bira içmek daha doğruydu, belki çay bile içerdim çok sevmiyor olmama karşın.

birini, "seni her şeyinle kabul ediyorum" diyecek kadar sevebilmek aslında dünya üzerinde yaşayan onlarca, yüzlerce sevgi çeşidinden belki de sadece birisidir, bilemiyorum.