bugün

eğer şaban filmi değilse, sikindirik dublajları, kopya edilmekten imanı gevremiş jenerasyon kayıplarıyla görüntüsü çamur olmuş, sade suya tirit aksiyon filmleridir. işin tuhaf yanı, bu filmleri paris grand cafe'de ilk sinema filmi izliyor hayranlığıyla seyreden yurdum insanlarının oluşudur.
nilüferin vazgeçilmez filmi tabiki babam ve oğlum.
(bkz: takva) *
(bkz: speed) *
bazen uzun zamandır ya da nadiren de olsa hiç seyretmediğiniz filmlere denk gelmeniz olasıdır. ancak sürekli aynı firmayla yolculuk ediyorsanız misal vermek gerekirse vizonteleyi 14253 kez izleyebilirsiniz.ha sıkılırsınız o ayrı.
içinde tek bi öpüşme sahnesi geçmeyen filmler, sonunda bile.
zaten çekilmez olan yolculuğu daha da göze sokmak için;

(bkz: maskeli besler irak)
4 defa karşılaştım.

(bkz: maskeli beşler ırak) hayır neden onuda bilmiyorum.
insanı şehirlerarası otobüste mp3 dinleyen yolcu olmaya iten filmlerdir.