bugün

terebentin gözle görülür şekilde yardımcı olur.
bir dalgalı saç modelli insan olarak, saçları buram buram salmayı düşünüyorum. uzasın arkadaş napıcam kısa saçı. herkesin kısa demi. birde böyle takılalım. elinde sonunda dökülecek uzasın baride torunlarımıza gösteririz. ' len bak benimde saçım vardı. hehe '
özel bir çaba gerektirmeyen bir eylem. kestirmeyince uzuyor zaten kendiliğinden.
saç katili berberler olduğu sürece yapılması zor hadisedir. kırıkları al abi dersin, götürür enseyi. kafayı vurdum üçe kurtuldum beyler bayanlar.
sorun uzatmak değil, bakımıdır. hergün yıka, fönle, tara.
çekilmiyor kestir gitsin.*
Yasak olan herşey gibi bu yasağa da karşı çıkmak istiyor her genç. Lise çağlarındaki bu yasak teşvik ediyor aslında saç uzatmaya.
her erkeğin bir kere yapması gereken.
zira hevesi olup da, toplum baskısı ile yapamamış olanlar, yapamamış olduğunun verdiği baskı ile yapabilenlere sürekli bok atarlar. saldırırlar.
bu heves alınmalıdır sağlıklı ruh haline sahip olabilmek anlamında.
geçiş dönemi oldukça zordur. ne uzun ne kısa saç, ne yapsan olmaz. eğer bu sıkıntılara katlanılabilirse bir süre o saç uzar arkadaşım. haa ama yok ben her daim düzgün dolaşacağım diyorsan ve o saçı bir kere kestirdiysen kısacık hadi sana geçmiş olsun. kuaför seni bekler.
lise yıllarında çok zordur şimdi kestirsem okul sonuna kadar ellemem zaten son ay sallamayız okulu falan yok abi olmuyor son 1 ay kaldı saçlarım yaklaşık 10 cm ama pazartesi okula alınmama korkusuyla yaşıyorum. 3 tane sınavım var bi de alınmazsan kalırım hepsinden ama bu uğurda ölmek var dönmek yok.
isitilinca (bkz: genlesme) veya dovulunce mumkun olur.

edit: ustteki entryler saç uzatmak basligina gitti anlasilan.
aslında tarihin derinliklerine inmeden önce şunu belirtmeliyim ki sol görüşe sempatiliğiyle bilinen ünlüler ya da arkadaşlarınıza bir göz gezdirirseniz saçlarını uzatma yönündeki eğilimlerini görebilirsiniz,

şimdi derinliklere doğru inersek, 12 eylül 1980 darbesinden sonra özellikle kendilerini sosyalist ve devrimci olarak iddaa eden örgüt üyelerinin cezaevlerine tıkanmasından sonra,

tutuklu kişilere yapılan işkenceler ve kısıtlamalar hemen hepimizin duymuş olduğu şeylerdir,

örneğin,
saçları 15 günde bir 3 numaraya kestirmek gibi bir kısıtlama bu dönemde cezaevlerinde yaşanan bir gerçek idi, devrimci çizgisinden uzaklaşmayan ve onurunu her daim koruyan kişiler ise bu uygulamaya her defasında karşı gelmiş ve her defasında işkencelere maruz kalmıştır..

aslında saç uzatmaya çok da meraklı olmadıklarını söyleyebiliriz, ancak her şeye boyun eğmenin o dönem için olanaksız bir şey olduğunu da hatırlatıp bu konuyu da burada noktalamak istiyorum. nokta.
zahmetli uğraştır. her sabah, uyku sırasında bir sağa bir sola dönmekten dolayı bozulan saçları yıkamak, kurulamak, saçlara su, jöle ya da spreyle şekil vermek gerekir. zaman zaman da berbere gidilmeli, kırıklar aldırılmalıdır.
kızıl derililer için özgürlüğün simgesi, fransızlar için asaletin göstergesi, samson içinse delilah uğruna vazgeçtiği gücünün kaynağıdır.
son 4 senedir yaptığımdır. saçlarımın kısa halini unuttum desem yeridir. bir de üniversitedeki herkes beni böyle biliyor, seneye hastaneye geçersem inşallah, kestirmek zorundayım. saç-sakal gidince altından ne çıkacak ben de merak ediyorum sözlük.*
saç uzatmak diye bir eylem yoktur ancak kısaltılmayabilir, zira saç uzar.
kadını kadın yapandır. Kendime yaptığım en büyük iyiliklerden de biridir ayrıca. Kısa saçın yakıştığı milyonda bir kadından biri değilseniz tabi.
sabır, bakım ve zaman ister.
erkek gerçekleştirdiğinde saygıyla sevgiyle ve beğeniyle anılır.
kısıtlamanın insanoğlunun yapısına aykırı olduğunu gösteren bir eylem biçimidir.
3-4 yıldır 3 numara saçıma alışmış ama değişiklik isteyen biri olarak, sanırım yakın zamanda eyleme dökeceğim şey. bilerek yazın geçmesini bekledim, sıkıntı yaratıyor. hele ki erkekler için.
lise bittikten sonra uzayan her santim saç, özgürlüğün sembolü olmuştur benim için.
zor hadise. belli bir sınırı aşınca bakımı zor oluyor. bir de saç ağırlaştığından tepede bir çökme oluyor. saçını boyamaya kalkışsan 3-4 paket alman gerekiyor. 5 yıkamada şampuan bitiyor falan. ekonomik anlamda getirdiği yükü geçtim, koparak dökülmeler artıyor temizlik zamanlarında yerdeki saç kıllarının sana ait olduğu hemen anlaşılıyo her konuda bir itirazın varken bu konuda sus pus oluyosun. daha çok şey geliyor da aklıma gerek yok.
oldukça kolay bir hadise. sen bişey yapmıyosun ki arkadaşım kendi kendine uzuyo zaten saç dediğin meret. yıllarca uzattım hiç bi zorluğunu görmedim. saçlarla ilgili zor bişey varsa o saç kestirmektir. hatta daha bugün saçlarımı kestirdim ve resmen içime oturdu yani nasıl kıydım diye. rapunzel gibiydim. düşündükçe içimde bişeyler ölüyo, ooof of.
oldukça zor hadise. saç kendi kendine uzuyor da bakımı var, şeyi var. bi' şeyleri var işte. erkeksen alışmışsındır zaten kısa saçın olmayan bakımına, çok zor gelir. onu geçtim, dökülmeler artar. insanın moralini bozar. dün kestirdim rahatladım valla. en uzun saçımdı ama gram üzülmedim. üstelik kısa saçı da sevmem. gerçi uzunu da sevmiyorum. anladım ki saçımı sevmiyorum ben. düşündüm de saçsız halimi hiç sevmem. (bkz: aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık)
şu an saç uzatmadaki zeki müren evresi'ndeyim ve saçlarımın kıvırcık olduğunun farkına 19 yaşında vardım. nereye varacağını kestiremiyorum, çok yakışabilir de hiç yakışmayabilir de. ne yapsam bir türlü bilemiyorum, bazısı kes diyor, bazısı uzat. ne yapıcam lan ben?
güncel Önemli Başlıklar