bugün

sahibinden özel izinle, mektubu aynen yapıştırıyorum.

sayın ahmet hoca,

benim adım aras. 39 yaşındayım. çocukluğumdan itibaren aile içinde bir dini bilgi edinmedim. annem ve babam ateisttiler ve beni bilimin ışığı olarak adlandırdıkları bir sistemle büyütmeye çalıştılar. bu sistemin birçok faydasını gördüm. analitik düşünebilen, modern öğrenme yöntemleriyle okullarında başarılı olan ve meraklarının peşine giderek bütün dünyaya soru soran bir genç oldum. i̇yi bir lise ve sonrasında saygın üniversitelerde lisans ve lisansüstü eğitimler aldım. akademik eğitim olarak teknik üniversitelerden mezun olmama rağmen felsefe ve sanat tarihi konularıyla, hobi seviyesinin üzerinde sayılabilecek bir disiplinle ilgilendim. türkiye şartlarında büyük sayılabilecek uluslararası bir şirkette arge müdürü olarak payesi ve parası tatmin edici bir iş yapıyorum. evliyim, 1 oğlum var, 3 yabancı dili iyi seviyede biliyorum. cv özeti gibi olan bu girişin amacı cevap vermeden önce beni tanımazı sağlam içindi.

sizin adınızı ilk defa youtube sitesinde bir komik bir video klip izlerken görmüştüm.
aylar sonra haber türk kanalında katıldığınız programı izleyince sizin gerçekten bir hoca olduğunuzu o gün anladım. kıyafetiniz ve konuşma biçiminiz benim için fazlasıyla itici. hatta ben sizi ve sizin gibi insanları korkunç bulurum. çünkü benim kafamdaki modern dünya için, sonlandırıcı olmasa bile geciktirici olduğunuza inanıyorum. bana göre, dünyadaki din adamları ve fanatik dindarlar aydınlık çağın geçmesi gereken engebelerdir. benim algı çerçevem içinde; ladin, papa, i̇mamlar, hahamlar ve papazlar aynı hedefin insanlarıdır.

katıldığınız ilk programdan sonra, son katıldığınız programı daha dikkatli izledim. sizi dikkatle dinledim. sizi dinlerken daha hiç düşünmediğim ve hep bastırdığım bir şey aklımı kurcalamaya ve beni rahatsız etmeye başladı. çünkü siz bana tövbe edebileceğim umudunu verdiniz. ancak babamın bana söylediği bir şey vardı.

‘’sen isyan edebilecek kadar güçlü bir erkeksin. tanrı varsa bile senin bu isyancılığı yüzünden seni asla affetmeyecek. çünkü sen soru soracak kadar zeki, insanların tanrılarına itiraz edebilecek kadar güçlü, bilimin gerçeğinden başka her şeyi yıkabilecek kadar özel birisin. bunu unutma. bir fanteziden af dilemeye kakışıp kendini küçük düşürme.’’

ben çocukluğumdan itibaren i̇slam diniyle dalga geçtim. peygambere hakaret ettim. i̇nanları küçümsedim. yurt dışında bulunduğum yıllarda kilise ile fazla uğraşmadım ama oradaki müslümanları fazlasıyla aşağıladım. sırf i̇slami olduğu için bir sürü, şirket, fikir ve kişiler hakkındaki bütün dedikoduları doğru kabul ettim.

şimdi;
eğer sizin söylediğiniz allah varsa ve anlattığınız i̇slamiyet doğru ise ben tövbe edilebilir miyim? bunların affedilmesi mümkün mü? yoksa babamın dedikleri doğru mu?

saygılarımla,

Aras .....

24 Aralık 2009
ahmet isimli bir hocaya * saygılı bir hitap biçimi. zaten ne hikmetse benim de aklıma direk cüppeli ahmet geldi. * *
gerçekten iyi şeyler yaptığını düşündüğüm hoca. öyle ki gerçekten dürüst insanların varlığını göstermesi bile iyi bir şey, en azından benim için. çok ateist tanıdım, hiç biri bu kadar dürüst gelmemişti bana. hani öyle dinci bir insan da değilim bütün ateistleri hor görecek kadar ama işte insansal özelliklerim dürüst olmadıklarını söylüyordu, kendi kendilerini kandırdıklarını. ama bu arkadaş çok güzel anlatmış kendini. ya da ben malım, ikisinden biri.
benim babam dincidir. hem de öyle böyle değil bildiğin dincidir. lakin bana şuana kadar dini bir vecibeyi zorla yaptırmaya kalkışmadı. zaten bu yaştan sonra yapamaz ya çocukluk ve ergenlik dönemimde beni zorlamadı. bana araştırma özgürlüğü verdi ben de bunu kullanıp bolca araştırdım.
araştırdım araştırdım durmadan yeni şeyler okuyup bilgileniyordum. farklı farklı dinleri araştırıyordum, ateizmi gerçekten yaşamalımıyım, olması gerekli mi? diye sorular soruyordum kendi kendime. çok karışmıştı kafam ve tam o sırada sokağımızdan sağolsun bir arkadaş beni bir dini sohbete götürmüştü. o anda kafama dank etmişti ki bütün dinleri araştırdın sanıyorsun, ya islam?
evet kendi mensubu olduğum dinin kitabını baştan sona bir kere dahi okumamıştım. o anda utancımdan yerin dibine girdim resmen.
o tarihlerde şamil basayev bir eylem yapmıştı rusyada. islamofobi yeniden büyüyordu ülkemde, ilerleyen yıllarda bu eylemin sadece ses getirecek bir eylem olarak planlandığını, rusya'nın beceriksizliğinden 200 çocuğun rus gizli servisi elemanları tarafından öldürüldüğü ortaya çıkacaktı ama çamur at izi kalsın politikası gereği islam terörizm ile anılacaktı.
kuran'ı okumak gerçekten o kadar zor değilmiş anlıyordum. hem okurken kimse benimle alay etmiyordu. kuran okudukdan sonra yapmam muhtemel bir kötülüğü "az önce kuran elimdeydi bunu yapmamalıyım" diyerek yapmıyordum çoğunlukla.
teşekkür ederim sayın ahmet hoca.
teşekkür ederim...