bugün

Abdülhamidin ve Atatürkün yahudi dişçisidir.
görsel

istanbul'a, dişçi Sami Günzberg'e (1876-1966) iniyorduk, hem annemin hem benim dişlerimi yapıyordu. Ön dişlerim ben çocukken, daha Lübnan'da kırılmıştı. Şimdi Sami, ön dişlerimi vidalı olarak yapıyordu. Kendisine şükran borcum vardır. Yahudi idi, dinince dinlensin..
Sami'nin yaptığı bu güzel dişleri hep minnet ve şükran duyarak 50-60 sene kullandım.

Dişçi Sami, annemin dişçisi imiş. O zamanlar daha çok genç imiş. Beyoğlu nerede.. Galata'da küçük bir dükkânı varmış, dükkânın yarısı berber dükkânı, yarısı da dişçi dükkânı. Anneannem o zamandan kendisini tanıyormuş. Velhasıl Sami bizim üç nesil dişçimiz idi..
Sami'nin annesi, Leh Yahudisi bir bohçacı kadındı. Saraya girip çıkıyor, sultanlara, saraylılara, cariyelere mal satıyor, istediklerini getiriyordu. Böylelikle sarayda, sultanlar dahil, bütün haremde gözde olmuştu.. Bohçacı madam da boş durmuyor, genç dişçi oğlunu methediyordu. Evvela cariyelerden başladı diş tedavisine, sonra saraylılara, sonra sultanlara. Böylece saraya yerleşti ve padişah dişçiliğine kadar yükseldi. Üç padişaha dişçi oldu. Abdülhamid, Reşat ve Vahdettin.. ittihatçılar da kendisini sevdiler ve bahriyeye aldılar. Cemal Paşa ile dost olduğu gibi, Rauf Orbay ile de çok iyi dost idi. Mustafa Kemal'in ve ismet Paşa'nın da dişlerini tedavi etti. Celal Bayar'ın olduğu gibi Adnan Menderes'in de dostu oldu. Nihayet, Cemal Gürsel'e kadar bu iş indi. Ayrıca, Mısır prenseslerinin de dişçisi olduğu gibi, Sami'nin ingilizler ile de arası çok iyi idi. Mustafa Kemal Paşa da kendisini sevmişti. Bu sevgiyi çekemeyenler gammazlık ettiler: "Efendim, sizi hiç almadığı ve kapısı hep kapalı duran salonda, padişahların ve bütün hanedanın resimleri var. Bir teşrifinizde o salona giriniz, göreceksiniz yalan söylemediğimizi.."

Hakikaten, birkaç gün sonra Sami'ye gittiğinde, kapalı duran kapının önünde durur ve "ben bu salonu göreceğim," der. çaresiz salonu açarlar ve gerçekten bütün duvarlarda hanedanın resimleri dolu.
Mustafa Kemal, "indir bunları," der Sami'ye. Sami, "Hayır Paşam, indirmeyeceğim. Günün birinde sizin resminizi biri 'indir' derse onu da indirmem, bugün bu resimleri indirmediğim gibi," der.

işte, Sami Günzberg böyle de bir medeni cesaret gösterir. Mustafa Kemal de, anlayış gösterir ve ısrar etmez ...

(MÜNEVVER AYAŞLI, "Geniş Ufuklara ve Yabancı iklimlere Doğru", Timaş Yayınları, 2016)

https://www.facebook.com/...5/posts/3344586369000406/