bugün

agır ve agdalı bir dille yazıldığı için ne anlatıldığı anlaşılmayan metindir. günümüz türkçesine özellikle cevirilmediğini düşünüyorum. içeriği hakkında yorum yapmak da istemem ama bu iki ismi bir arada görmek sasırttı beni. insan karsı çıktığı bir oluşumda niye konuşma yapar ki.
atatürk'ün, keep your friends close but your enemies closer düsturuyla meclise davet ettiği said nursi'nin yaptığı konuşmadır.
said nursi'nin, türkçenin anasını ağlattığı konuşmadır. anadili türkçe olan bir insan bu konuşmanın bir cümlesini bile anlamayacaktır. insan öncelikle kendi anadiline sahip çıkmalıdır. türkse türkçesini, kürtse kürtçesini sevmelidir. bunu yapmayan insandan sağlıklı davranışlar beklenemez zaten.

gelen mantıklı tepkiler üzerine yorumum:
bende şunu çok iyi biliyorum ki, o zaman kullanılan türkçe şimdiki türkçe gibi değildi ve bir sürü arapça ve farsça kelime vardı. hatta atatürk'ün gençliğe hitabesi bile böyle yazılmıştır. yani fazlasıyla türkçe olmayan kelime vardır. ama belirgin bir türkçe kullanma isteğide göze çarpar o hitabede. en azından şimdi okuduğumuz zaman anlıyoruz.

efendim, gelelim said nursinin konuşmalarına kitaplarına. tek bir cümle anlamak mümkün görünmemektedir. insan oğlu dili anlamak ve kendini anlatmak için kullanmaktadır ve bu dili bunun için icat etmiştir. yani anlaşılmamak için çırpınan bir kişi vardır ortada.

ayrıca bırakın geçmiş zamanı, günümüz türkiyesinde bile bu anlaşılmaz dilde ısrar eden gençler vardır. anlamadığı halde bu kitabı okuyan gençler vardır. asıl bu acıdır.

yani madem ki bu adamın yazdığı yazılar insanı ebedi huzura erdirecektir, birisi bu yazıları türkçeye çevirse de biz de anlasak ne diyor muş.
cumhuriyet filminde de bu konudan bahsedilmektedir.
bir internet sitesinde bulunan yazıdır. verilen linkin en başında "okuduğunuz sayfada, lügat manasını öğrenmek istediğini kelimenin üzerine, fare ile gelerek çift tıklayınız. yeni açılan pencerede, tıkladığınız kelimenin lügat içindeki karşılıklarını görebilirsiniz" yazısı bulunmasına rağmen tıkladığım tüm kelimelere "Lügat modülümüz içinde رÙ�سÙ�ولÙ� kelimesi geçen herhangi bir kayıda rastlanmamıştır.Lütfen aradığınız kelimeyi kontrol edin. Eğer sonunda eki olan bir kelime arıyorsanız kelimenin kök halini aramayı deneyin. (Ör: "lügatçe" kelimesi yerine "lügat" kelimesini arayın.)" cevabını almam şahsım adına şaşırtıcı olmuştur. bu cumhuriyet düşmanına karşı içimde mevcut olan negatif elektrikten kaynaklanıyor herhalde. ya da dil kodlamaları eksik. öyle bir şey.
bir internet sitesinde bulunan yazıdır. verilen linkin en başında "okuduğunuz sayfada, lügat manasını öğrenmek istediğini kelimenin üzerine, fare ile gelerek çift tıklayınız. yeni açılan pencerede, tıkladığınız kelimenin lügat içindeki karşılıklarını görebilirsiniz" yazısı bulunmasına rağmen tıkladığım tüm kelimelere "Lügat modülümüz içinde رÙ�سÙ�ولÙ� kelimesi geçen herhangi bir kayıda rastlanmamıştır.Lütfen aradığınız kelimeyi kontrol edin. Eğer sonunda eki olan bir kelime arıyorsanız kelimenin kök halini aramayı deneyin. (Ör: "lügatçe" kelimesi yerine "lügat" kelimesini arayın.)" cevabını almam şahsım adına ilk başta şaşırtıcı olsa da türkçe kelimelerin üstüne tıkladığımda aldığım cevaplar şaşırganlığımı almıştır. ha aynı negatif elektrikten bende de var. ama yemiyelim şimdi coder in hakkını di mi abi.
Bu konuşma sonrasında Atatürk'ün Said Nursi'ye memleketin hali perişan siz gelmişsiniz namazdan niyazdan bahsediyorsunuz. Yarın ingiliz fransız postalı altında namaz kılabilecekmisin? dediği rivayet edilir. Ne cevap vermiştir bilinmez.
ankara'daki ördeklerin dinsizliği üzerinedir. said de sağlam bir zoofili eğitimi alabilmek için başını ördek yuvalarına gömmüş olacak, açıkta kalan kısımlarının hislerini ortaya koymaya çalışmıştır.

belki bilmezsiniz, bu terbiyesizliği yüzünden yargılanmıştır.
güven park'ın geleceğinden bahsetmiş, orada gezecek çiftlerin öpüşmeleri halinde devletin dinden çıkacağını söylemiştir.

söylenenlere kanmayın; çoğu abartı. (o güne kadar namaz kılmamış) kimse namaza başlayıp adama itimat etmedi.