bugün

'rüzgarların önünde savrulan bir yaprak olmak'tan milyon kat daha beter bir durumdur, geçmişin şiddeti, geleceğin gizemiyle birleşir ve gaipten gelip, meçhule giden bir yolcu olursunuz, her an, her şey olabilir, kah az farkla taca çıkarsınız, kah feleğin çemberinden çok uzaklara düşersiniz,

çünkü sabri oralardan iri vurur...
(bkz: hep karavana hep karavana)
(bkz: bu da mı gol değil be)*
(bkz: vurursa gol olur vurdu taç)
(bkz: ofsayt osman)
atlas okyanusundaki balıkçı ağlarıyla buluşmanız an meselesidir.
amacından başka her yere giden bir yaşam tarzı.
annesini ararken ebesini bulan insan misali bir hayat sürmektir.
(bkz: kara delikte hayat yok)
(bkz: dağlar seni delik delik delerim)
aşık veysel'in uzun ince bir yoldayım eseri bu hayatı anlatır.
sınırları aşmak, yüzbinlerce kez denemeye rağmen başarısız olmak; ama yine de denemek ve bunu başarmaktır.
(bkz: dağlara taşlara sabri)

(bkz: dağ adamı)
hayatın aslında isabetsiz denemelerde olduğunun farkına varmaktır.
100 denemeden birinde ağları bulmaktır.
hedefinize ulaşamadığınızda mutlaka arkanızdan " bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olur yaa" bakışı atan birinin (anne,baba,sevgili,dost gibi) bulunduğu yaşam tarzıdır. tıpkı şutu kaleyi bulmayan sabri sarıoğlu bakışı gibi...
serzenişli bir yaşamınız olduğu,Gidenin gelmediği gelinin bulamadığı bulsada isabet ettiremediği durumdur.