bugün

Ankara'nın ayazı ile birlikte sabahleyin otobüs bekliyorum. Her zamanki okul olan günlerden biri. Müzik seçimini radyoya bıraktım. Ezginin günlüğü-ebruli çalıyordu. Şarkı bittiğinde neşem yerine gelmişti. Malum ayazda beklemek pek neşeli bir durum değil ve tam o sırada otobüs geldi. Gün harika geçecekmiş görünüyordu. Aslında kabus yeni başlıyordu. Ebruli'den sonraki parça ise gripin-böyle kahpedir dünya'ydı. Bünyeyi uyandırmak için iyi bir seçim değil. Sabah sersemliğiyle sözleri garip manalarda anlayabiliyorsunuz. "hadi durma ağla,ağla" kısmında zaten yeni yeni açılıyordum ağlamak ne içindi? "Yolculuk nereye" kısmında daha bir garip oldum. Okula giderken "nereye gidiyorum ben ya" diye sorgulamama sebep oldu. "ince ince titremen soğuktan mı sanırsın?" kısmında feci şekilde üşümüş beni farklı düşüncelere götürdü. sabahki neşemden eser yoktu. "böyle kahpedir dünya" kısmında ise "doğru söylüyorsun bu kadar erken saate ders mi konur?" deyip bastım küfürü. Yalnız ses ayarını sağlayamamış olmalıyım ki yanımdaki amca kendine kendine bir şeyler mırıldandı. Ben ise "bu kanalın içine edeyim sabah sabah bu şarkı konumur ya" diye kendi kendime söyleniyordum.