bugün

Zilyon tane zihni sinir projemden sonuncusu;

otomatik olur kuvars olur farketmez mekanizmayı ilk baş uzakdoğudan Alıyoruz, kasa, toka vb aksamı, kordonu, kayışı tane hesabı taşeron yaptırıyoruz.

Marka bilinirliğini sağlamak için ömür boyu pil değişimi, ömür boyu metal aksam garantisi gibi aslında bi derde derman olmayan ancak kulağa süper iddialı gelen sloganlarla reklam yapıyoruz, tabi bu esnada sempati kazanma amaçlı çeşitli atraksiyonlara giriyoruz, mesela karanlıkta iyi parlayan bi model yapıp karanlıklarda yanınızda ışığınızız gibisinden madencilere hediye ediyoruz, daha başka özellikler düşünülüp alakalı meslek gruplarıyla özdeşleştirilebilir, örnekleri çoğaltmak mümkün. Mesela askerler için üstünden kamyon geçince, dağdan kayadan atılınca bozulmadığı gösterilen süper sağlam bir model yapılabilir.

Yeteri kadar kurumsallaştıktan sonra hooop Çin’deki otomatik, kuvars mekanizmayı üreten sistemi alıp Türkiye’de kuruyoruz, tabi ıvır zıvır parçaları az değiştirip geliştiricez, sonuçta elin vitaminsiz çinlisi yapıyorsa biz de yapabiliriz beyler.

Ondan sonra ürünlerimizin üstüne Türkiye’de üretilmiştir damgası çakıp standartlarımızı duyuruyoruz. Bir nevi swiss made mevzusu yani.

Düşük sermaye ve yüksek kar marjı vaad ediyorum beyler, inovasyon aşamasında her türlü fikir değerlendirilir, Önerilerinize açığım!
Casio dururken kimse özbokuboncuklular kullanmak istemez. Ayrıca düşük sermaye dedikten sonra çinde yaptırmak, hediye etmek falan saçma geldi. Bunları da hesaplayınca maliyeti iyice düşürüp çok ucuza getirmen gerekir. 15 liralık saati kim alır aq. Neyse ben yatıyom iyi geceler.
Etrafta bunca afrikalı saatçi varken tutmaz o iş aga.

(bkz: çin malı)