bugün

Yaşlanmaktan, yaşlanınca evlilik programlarında saçma sapan hareketler yapan amcalar, teyzeler gibi olmaktan veya gelecekte doğacak çocuklarımın beni tek başıma bırakmalarından korkuyorum sözlük.. Ölüm beni bu kadar korkutmuyor ama yaşlanmaktan çok korkuyorum sözlük..
Sözlük, benimle evlilik hayali kuruyor.
Ve çok değişik bir şekilde bende buna dahil oluyorum hem de hiç itiraz etmeden.
Evimizin hayalini kurmak, gelecek için bir sürü plan yapmak o kadar hoşuma gidiyor ki sana anlatamam.
Bazen de, erken değil mi diye düşünmeden edemiyorum. Kendimi bu düşünceden alıkoyamıyorum. Onu daha iyi tanımam gerektiğini düşünüyorum, birlikte daha çok zaman geçirmeliyiz. Aslında insan yıllar geçsede tanınmaya bilir dimi ? Bir insanı tanımak için aylara yıllara ihtiyaç yok dimi ?
Kafam karışıyor sözlük. Ne yapmalıyım ?
Birinin sizi sözleri ile öldürebilmesi kadar acıtan başka ne vardır?

Her gün her saat her dakika..
Yoruldum.
Ulan şu pazar gününde evde tek başıma oturuyorum. Utanmasam ağlayacam cidden. Sevdiğim üc dört arkadaşım vardi ikisi yurtdisina tasindi birisi sehir disinda calisiyo. Elimdeki son bir adamda müsait degilmis. Bende sans yok lan. Yalnizlik benim kaderim heralde abi. Üzülüyorum valla. Nasi bu duruma geldim nasil bu kadar yalnızlasabildim anlayamadim cidden. Ne diyim abi dicek biseyim yok. Fena bitigim cidden ya ve bu durumu duzeleltebilecek bir done yok elimde.
hiçbir anlam ifade etmese de buraya yazacağım.
hiç bu kadar dipte olmamıştım. çok kötüyüm. başa çıkma içgüdümü ve gücümü kaybettim, yenildim. kelimeler, sesler anlamsız. ifade edemiyorum. aldığım yardımlar işime yaramıyor.
YENiLDiM
bazı insanların gözlerinde derin acılar var ve bunu yine onlar gibi gözlere sahip insanlar fark ediyor çünkü aynalardan tanıdık geliyorlar.
iyi ki varsin, iyi ki sevmisim seni.
Adana dürüm ile biraya bayılıyorum.
çok güzel kaybediyorum. Alışkanlık edindim, sağlam kaybediyorum. buldum mu fazla tutamıyorum, çabucak kaybediyorum. Ne zamandır bilmiyorum ama mütemadiyen kaybediyorum. rakip tanımıyorum; kendi kendime kaybediyorum... kaybediyorum, kendimi de.
Vicdanım yok. Uzun zamandır.
Tüm saçmalamalarımın nedeni tek: Babamı çok özledim. Çok.
Rüyamda görsem ya?..
hem iyi bir insanım hem kindar, hem çek duygusalım hem de bazen bir o kadar da düşüncesiz. Sevmeyi mi bilmiyorum yoksa sevilmeyi mi?
Hocama aşık oldum, ayni yastayiz zaten ve artik onun da ilgisi oldugunu düşünüyorum ama.hic bi sey yapamiyorum dersine girip ara ara sohbet etmekten başka, bir yardım beyler bayanlar.. Bu konularda engelliyim. Ozel bi kurumda kursa gidiyorum yaş 26, ergenlik aşkı sanmayakim.lutfen
Hocama aşık oldum, ayni yastayiz zaten ve artik onun da ilgisi oldugunu düşünüyorum ama.hic bi sey yapamiyorum dersine girip ara ara sohbet etmekten başka, bir yardım beyler bayanlar.. Bu konularda engelliyim. Ozel bi kurumda kursa gidiyorum yaş 26, ergenlik aşkı sanmayalim lutfen.
Essek kadar olmussun ne yardimi. Soyle gitsin bam bam. Not ergen degilim.
Seviyorum sözlük ve bu benim için iç savaş nedenidir hem de ohalde.
Güvenmiyorum. Ve hep sezgilerim doğru çıkıyor. Bu da beni yoruyor..
huzuru kendi içinde arayacaksın.en huzurlu yerde de olsan için huzursuzsan huzursuzsundur. bu kadar. geçen sene haziranda ameliyatımı olunca yurtdışı iptal oldu gidemedim. sonra bir işe girdim okul açılana kadar. insanlar abilerim ablalarım oldular. sağolsunlar. hele bi ablam vardı öpmeden duramıyor. bunun yanında on saat ayakta çalışıyorum kahvaltı veriyorum öglen yemeklere yardım ediyorum akşam kapanısı yapıyorum. kısmetimiz yiyecek ekmeğimiz ordaymış. benim için mutluluk bir mutfak. elime tava alıyorum iki tava sallıyorum benden mutlusu yok. eskiden hayallerimi büyük tutardım. şimdi mutluluklarımı şartlar ne kadar küçük olursa olsun büyük tutuyorum. kocaman bir restoran planlamıştım planı ellerimle çizmiştim konsepti ayarlamıştım ilerisi için. olmazsada diyorum küçük şirin bir yer açıp ilerde işletmek istiyorum. mutluluk çokda değilmiş huzurda.

şimdi benim neyim eksik diye soruyorum. iletişim mi sorumluluk mu neyse almaya çalışıyorum. soruyorum kendi kendime kendimi disipline sokuyorum her gün yürüyorum dikkat ediyorum. erzurumda evimi ayarlayıp yine çalışmaya devam edeceğim. gün gelecek işte burası diyeceğim. herkes mükemmel olmak zorunda değilmiş. içim çok dolu dökmesi zormuş burasıda günlüğüm gibi oldu. itiraf ediyorum ki uzun entry diye okumazlar. birde hayatta kimse kötü olsun diye dua etmiyorum. eskiden ederdim belki ama değmez. allahım herkesi mesut etsin kim nasıl yaşamak isterse öyle yaşasın. eskiler geliyor aklima bu ara bisikletten düşmüştüm yakin arkadaşım nazikle köyde gezmiştik ortaokulda yazdigim mektup. dershane zamanları üniversiteye ilk gidiş heyecanım şimdiki alışmıslıgım ve gamsızlığım. aman be ömür sağlikli olsun da banada bir ömür vermiş sanıyorum çok uzun sürmeyecek ama olsun. elimdekileri yaşar şapkamı çıkarır hayata öyle giderim. benim rolümde buymuş.
Nolur sanki şu tuhaf hayatta insanlar bir parça sevgiyi mutluluğu esirgeyecek kadar kibirli olmasa...neyin davası amk lan bu hayat? Ne var soruyorum gerçekten ölümlü dünyada?
Arkadaş edinemiyorum. Samimi olduğum insanlardan uzaklaşıyorum. Yalnız kalmak hoşuma gidiyor ama bu defada sıkılıyorum.
hala daha çalışıyor olmak, bu dünyada oluşması muhtemel fikirlerimin üzerine set çekti. saatimin her saniye atışında çıkardığı ses yüzünden artık moralim bozuluyor. zaman küçük bir kol saatinde dahi durmadan akıyor.
hayattaki en önemli şey aile. ailen sağlam oldu mu gerisinin hiç bir önemi yok.
Sağlamlıktan kastım mal,mülk,itibar değil kesinlikle. önemli olan ailenin senin yanında durması, arkandan seni kollaması, başına ne gelirse biz yanındayız sen üzülme demesi.
çok şükür ki böyle bir ailem var. ne yaşarsam, ne yaparsam, ne canımı sıkarsa, kendini üzme biz yanındayız, para olmasada olur önemli olan senin sağlığın, mutluluğun diyen ailem var.
Allah herkese böyle aile versin. güzel şey azizim.
baba seni çok seviyorum, o kadar çok ki tahmin edemezsin.

tüm öfkem sana ihtiyacım olduğu için...
Belki böyle dağıtmazdım abim yaşasaydı.