bugün

az önce birini tekme tokat dövdüm hem şekerlisin hemde milletin karısına kızına laf etmeye çalışıyorsun şerefsiz.**
her şeyin fazlası zararmış atalar doğru söylemiş bunda da. her duyguya mızrak vuracaksın. kinse kin, sevgiyse sevgi. ne öldürecek kadar kin duymalı insan ne de kendini değersizleştirecek kadar sevmeli.
burda bu kadar insanız yolda görsek birbirimizi tanımayız ama çok özel şeylerimizi paylaşıyoruz (bkz: banyo yaparken yapılan saçmalıklar)
şu an yanımda sadece linet'i isterdim. bana şarkı söylesin. en başta "sustum" tabiki. bende onu geberik gibi dinleyeyim .
madem ahimi aldin,
bari bir ise yarasin.
iyi bir işim var, kariyerim var, maddi sıkıntım yok, çok şükür sağlık sıkıntım yok ama bok gibiyim be sözlük... bir türlü mutlu olamıyorum.
türkiye'den kara çarşaflıları temizlersek daha aydınlık yarınlara merhaba diyebiliriz sevgili recmdaşlarım...

herkes kapısının önündeki kara çarşaflıyı recm etse bu iş çok kolaylaşır.

lütfen biraz duyarlı olalım...

en azından ülkemiz için.

yyyy dediydi dersiniz.
(bkz: güvenmek)

insanın yaşamına yön veren bir duygu.

çok sevebilirsiniz, inanılmaz büyük bir aşk yaşıyor ve yaşatıyor olabilirsiniz. yani ne bileyim, etrafında pervane olursunuz, o'nun bir gülücüğü için kırk takla atarsınız, maddi manevi büyük bir yük alırsınız omuzunuza, taşırsınız, taşırsınız, taşırsınız. "ben bu yükü taşırım, bu sevda benim" dersiniz, koymaz hiçbir yük size, zorlamaz, zerre kadar fedakarlık yapmaktan çekinmezsiniz, kendinizden verirsiniz, geçmişinizden, geleceğinizden, ruhunuzu koyarsınız ortaya, benliğinizi, en gizli saklı fikirlerinizi, hislerinizi.

"o buna değiyor mu?" sorusuna kadar.

yaşanılanlar, söylenenler, bunca yapılan şeyin karşılığında o'nun tepkileri, istekleri, beklentileri nedir? tamam, o senin yanında ve sen mutlu oluyorsun o yanında olduğu için, çünkü seviyorsun, çünkü beklemişsin, özlemişsin, diğerlerinden farklı bu yüzden... ama ne? ama ya sen?

ve ikinci soru geliyor :

mutlu olman için o'nun senin yanında olmandan başka bir nedenin var mı?

bir düşün... yok mu? neden yok? götü başı mı oynuyor? kelimelerinde tutarsızlık mı var? sözlerinde alengirlik mi var? içine sinmeyen hareketler mi var? mümkün..

ne yapmalı? vaz mı geçmeli? kolay mı bu kadar emek verdikten sonra? ya da karakterden mi ödün vermeli? vermemeli...

çekip gitmeli.
cahilim arkadaş. evimdeki ps3'ün arkasında ethernet kablosu vardı. çok utanıyorum şu an. olum bu cihaz kablosuz ağ bağlantısı yapabilirken benim bu mükemmel cihaza muameleme bakar mısınız. neyse az evvel kablosuz ağa bağladım da ethernet rezilliği sona erdi. (bkz: vay arkadaş)
canim sıkiliyor.
uludağ sözlükte yazıyorum deyince nickin ne diye soran arkadaşa sözlükten birinin nickini verdim.

nickini verdiğim kişi sapıtmaz inşallah.
sevdiğim insan tarafından aldatıldım. ve artık nefret eder oldum, bağlanmaktan.
Alzheimer olmaktan çok korkuyorum.
yaşlanınca bunamak istemiyorum, beni öyle hatırlamasınlar diye.
ve görünenin aksine kendime güvenim oldukça az.
bazen kendimi çok beğeniyorum. hatta belki çoğu zaman..
insan dediğin bir derya, bir deniz. yine tecrübe ettim.

ön yargılarımla yaklaştığım bir insan zamanla en yakın arkadaşım oldu. ön yargılarımın hepsi birer birer yıkıldı.

itiraf; kendimden utanıyorum sözlük...
geçen beni biri özel numaradan aradı. bi süre açmadım, hala çalıyodu. açınca efendim dedim ve kapattı. niyeti çaldırmak değildi, sesimi duymaktı. ve hemen o aklıma geldi. ama adım gibi biliyodum ki o değildi. aklına bile gelmiyodum sözlük.
bu gece rüyamda bir kaç kişinin ağzına osurdum. Bi tanesi laikçi idi ve kalkıp bana sıçsaydın bari arkadaş dedi
bakmak için gittiğim her yurtta o kadar özellik saydılar. hani klimalı odalarmış aylık fiyat şöyle uygunmuş. yok efendim okula şöyle yakınmış. felan filan. ama sonuçta kararımı olur da sesli sıçarsam hangi yurdun tuvaletinden dışarıya ses daha az duyulura göre verdim sözlük.* verdiğim karardan da acayip memnunum. tuvalet teee odamdan 4 kat aşağıdaki -1. katta.* rahat rahat sesli sıçabilirim artık.
geçen gün bir kemalist kızla seviştim. Bi harika idi. Sonra beni defalarca aradı yüz vermedim. Çok doğru bir iş yaptığımı düşünüyorum. Kendisine değer vermeyene ben niye deyer vereyim ki?
"Gitgide alışıyorum sana. Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz."
demin bi arkadaş faceden yazdı. şakalar makalar gülmeler falan fıstık. bir sürü şey yazdım ettim ama on beş gün evvel büyükbabamı kaybettiğimi diyemedim ona. ya büyükbabamın ölümüne inanmadığımdan inanamadığımdan ya da başka bir şeyden. bilmiyorum. depresyondayım da demedim. bir anlık da olsa konuşmak iyi hissettirdiğinden galiba. yarın buluşursak o zaman derim. belki de demem. ama kesin derim galiba.
Eksi paratoneriyim.
hastayken kafam iyice güzelleşiyor. bu arada kek yaptım bi kısmı bozuk oldu, sevgilim benimle dalga geçiyor hain kostok.
40 yaş üstü teyzelerden bıktım. Potansiyel gelinleriymişim gibi davranıyorlar. Ohuyom ben ya.
muhabbet etcek adam ariyorum sozluk. edit: mesaj geldi.
Büşra'nın elbisesine vişne suyunu bilerek döktùm.