bugün

3 haftadır trabzonspor-galatasaray maçı dışında televizyon izlemedim.hayatım bilgisayar oldu yemin ederim.
-Geçenlerde bir tavuk kızartıcısı hakkında 20 dakikalık bir reklam izledim.
-Küçükken tadı da kokusu kadar güzel mi diye şampuanın tadına baktım.
-Bazen sevdiğim herkesin öldüğü ve benim hoş bir şekilde yola devam etmem gerektiği ile ilgili saçma, trajik hayallere dalıyorum.
-Geçenlerde damağımı diş fırçası ile ovalayıp 10 dakikalık bir kaşıntıya yol açtım.
hoşlandığım kişiyle mesajlaşırken yüzümde aptal bi gülümseme oluyo, engel olamıyorum sözlük.
karnım biter başım başlar, başım biter dişim başlar... mızmızlanma gibi algılamasınlar diye çevremdekilere çaktırmıyorum ama sağlığım hakkındaki vurdumduymazlığım sayesinde kaportayı fena dağıttım sözlük. sürekli yeni hastalıklar çıkıyor. yıldım anlıyor musun yıldım.
alkole, sigaraya bağımlı olamadım. ama sanırım internet bağımlısı oldum. internete giremediğimde kendimi bir garip hissediyorum, böyle sanki elimdeki herşeyi almışlar, hiçbir şeysiz kalmışım gibi , o akıp giden dünyanın dışında kaldığım için ayrı bir gezegendenmişim gibi lan. şimdi anlıyorum bağımlıları. hep dediğim gibi, bağımlılık zayıflıktır. bunun da üstesinden gelmem lazım, gelmem lazım gelmem lazım gelmem lazımgelmem lazım. bırakmam lazım off içim daralıyor düşününce lan. psikologa mı gitsem neetsem. bunun çaresini bilenler bi şeyetsin bana. olmuyor böyle. la sen sigara tiryakisiyle dalga geç, alkol bağımlısıyla kafa bul, allahın sopası yok al sana internet. ama ben bunun üstesinden gelemezsem var ya sikerim kendimi allahıma kitabıma.
her ne kadar haketselerde kimsenin kalbini kırmamalıydım . ama kırdım hiç acımadan hemde . bazen soruyorlar neden böyle acımasız davranıyorsun diye üzülüyorum be sözlük ..
Kafa izni aldığım günden bu yana bir ay geldi geçti ve o bir ayda çok şey değişti en başta ben olmak üzere. Kimi insanlar hayatıma geldi kimi insanlar hayatımdan defolup gitti. her durumda da en memnun olan benim. asıl güzel taraf ise eskisinden daha takmaz olmam. gerçekten ne olup bittiği umrumda değil sadece hayatımı gerektirdiği gibi değil kendi istediğim gibi yaşıyorum ve başkalarını önemsemiyorum. bencillik diyecek bazıları ama geçmişte o kadar çok kalbim kırıldı ki şimdi sıra bende. e parayla değil ya sırayla...
maçı izlemek istemedi canım ama pinonun attığı golü de merak etmiyor değilim.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım sözluk akıllı ol.
eskiden * babamin eve getirdigi türkce sinavinin kompozisyon kisimlarini okurdum. ve iclerinde en cok "ediz hun elektrigi bulmasaydi halimiz nice olurdu" gibisinden olan yakinmaya gülmüstüm. az önce de sukelalar arasinda gezinirken gözüme bu entry carpti; (#5828262)
yoksa?
hı hı evet kaçacaktım olmadı, benimle evime gelirken ne olduğumuzun belirsizliği yormasın bizi istedim sanırım, ailemin yanında sağlam bir sıfatla dursun istedim belki yada yaş dolu yeşil gözleri de bu hale getirmiş olabilir bilemiyorum...

arayacağını biliyordum açtım;
- dostun gibi davranmaktan yoruldum uzaklaştırılmaktan yoruldum kaybetme korkusundan yoruldum. sevdiğim bu diye parmakla göstermek istiyorum lan var mı!
+tamam.
-tamam mı o ne ya
+tamam işte kazandın
-oldu o zaman şuan hemen uykuya dalıp uyanmalıyım yanında olmam gereken bir hatun var
+iyi geceler.

ilk günden bugüne bu da karmaşık ve saçma oldu ama mutluyum sözlük.
tam 3.5 saattir pc başında kımıldamadan oturuyorum..
çocukluğumda atatük ün bakışlarından hep korkardım sözlük. şu yaşa geldim hala ürperirim o gözlerden.
"ben bu yazıyı sana yazdım" başlığını hiç üşenmeden oturup deli gibi oyladım. işin kötü yanı parmaklarım tutuldu, ekrana kitlenmekten gözlerim mahvoldu. deli miyim neyim?
hakkında çok sıkı entery girilen sözlük başlığı. ne kadar çok itiraf edecek şey varmış.. şaşırtıcı..
güzel kızlarla rahat konuşuyorum fakat belli bi süre sonra saçmalıyorum.
öeeehh diyerek fark ettim ki sms hakkımın son 3 günü ve sadece 1000 tane smsim kalmış. düşünün hacı 1 ayda 9000 sms harcamışım. nasıl olur falan diye düşünürken son attığım mesaja baktım ve tam 5 kısa mesaj uzunluğunda olduğunu gördüm. raylar yerine oturuyor...

son günüymüş lan o kadar da hayvan değilmişim...*
arkadaş bildiğim ve arkamdan konuşan o kadar çok orospu evladı var ki ben anlamıyorum sanıp bu hareketlerine hala devam ediyorlar. sanırım herkeste var bu sorun. neyse, o sığırcıkları hayatımızdan elemek farz oldu artık.
öyle bir boğaz ağrısı yaşıyorum ki sözlük yutkunmak istemiyorum.ağzımda tükürük havuzu yapabilir ve geri tükürebilirim ama yutkunmak olmasın.*
izler burcu erkeği adlı başlığa yaptığım iğrenç esprili entryden sonra bir an için kendimden utandım. ama sonra geçti. bi bu mu kaldı dedim.
sözlükteki tavırlarımla, gerçek hayattaki tavırlarım birbirinden farklılaşmaya başladı.
ve sanırım sözlük insanlarını kendime düşman ediyorum.
ay em sorri ne sorri dürürütüttüt dütdüttüt şarkısı komik bence. bence tanrı bizi yukarıdan mısır patlağı yiyerek izliyor ve ulan hıyar yardırdın beni gülmekten diyor.
hiç önemli bişeyle uğraşasım yok. hayatımı anlamsız geçirmek istiyorum bundan sonra. (bkz: bugün yazdığım entryler)
geçenlerde sözlüğün yeni bir özelliğini keşfettim sözlük. bir konu başlığının infosuna girince oradaki oylama tuşuna basıldığında o başlıkla ilgili en çok kimin entrysi beğenilmiş görülebiliyormuş. çok hoşuma gitti sözlük.
7. sınıfa giden kardeşim matematik sınavından 0 almış. 2 gündür matematik çalıştırıyorum ona. gerçi çalıştırmak denemez çünkü direkt 0'dan öğretiyorum resmen. çocuk üçgenin iç açılarının toplamının 180 olduğunu bile bilmiyor. açıortay'ın ne demek olduğundan bir haber. paralel iki doğru arasındaki ilişkilerden de aynen öyle. geçen yılın konularına baktım, bunların hepsini öğrenmiş olması gerekiyordu. onu geçtim doğru düzgün dört işlem bile yapamaz mı bir insan? acaba okulda ne öğretiyorlar tam olarak buna... ama biliyorum ben yapacağımı, gelecek veli toplantısında annemin yerine ben gideceğim. o öğretmeni olacak şerefsize de bir güzel fırça atacağım. şerefsiz, ne skime alıyor o paraları; en azından temel bir kaç şeyi öğretseydin be insaf a.q.