bugün

-Blog actim bir anlik hevesle. Yok yapamiyorum.. Gelmiyor aklima bir sey.. Yazamiyorum..

-son gun calistigim finali gecmisim. Son 8 ay icindeki en iyi haber.(bi oncekide finalden gelen haberdi.)

-bir sey dinlemeden yatamiyorum. Gecen dinlemeden yatayim dedim. 5 ye yattim. Bu siralarda favorim kaybedenler kulubu eski kayitlari.

-ygs de iyi puan yaptigim takdirde okulu birakiyorum. Bu da onceki maddenin ne kadar iyi haber oldugunu gosteriyor.(!)

-5 gundur evden cikmadim.

-psikolojiye felsefeye baya ilgiliyim ama gidip bunlarla pek de alakasi olmayan bir bolumu sectim.

-ulkenin durumundan mutsuzum. Rte nin sesini duymamak icin birkac aydir tv izlemedim.

Birtakim itiraflardir.
iyileşmeyecek hiçbir yara yok. Bazen bazı yaralarımızı biz ellerimizle büyütüyoruz. Eskileri okuyarak, eskileri düşünerek, eskilere anlamlar yükleyerek ve bazen o anda düşünülmeden söylenmiş saçma sapan şeylere güzel anlamlar yükleyerek. Birisinin bir fotoğrafta yanındaki samimi kadının sadece arkadaşı olduğunu siz daha fotoğrafı görmeden söylemesi size güzel geliyor. Bir anlam içerdiğinden değil, böyle bir şey sadece söylendiği ama o kişi tarafından söylendiği için bile güzeldir. Tabii Zaman geçtikçe böyle olmadığı anlaşılıyor. Zaman garip bir şey. Keşke hiç sevemesek, güvenemesek falan. O zaman güvende mi olurduk?
Burada adına başlık açılmış bir doçentin kızıyım, annem de gazeteci ve tek çocuklarıyım. Babam hayatta tanıyabileceğiniz en iki yüzlü insandır, öğrencilerinin onu sevmesini başka bir açıklaması olamaz. Kendisi, öğrencilerinden biriyle evlenmişti bir de cocuklari oldugu icin, hala ogrenci olan benden ekonomik destegini cekti yetmezmis gibi gorusmeyi de kesti.
Annem barış gazetecilerinden, haliyle issiz tutuklanma talebi de muhtemel.
Bense bir yandan finallerle ugrasip bir yandan dunyanin en boktan islerinden birinde her gun soguktan titreyerek calisiyor ve patrondan montla calistigim icin bolca azar isitiyorum. Bir bucuk ay oncesine kadar evsizdim de ustelik,ev bulunca da dogalgazi actiramamak uzerinde yatacak her hangi bir esya ya da yorganin dahi olmamasi da cabasi.
Simdi ikinci el de olsa bir yatagim var ama annem artik bu ulkede degil. Sevdigim adam yanimda belki ama bazen kendimi cok caresiz ve kimsesiz hissediyorum.
Ben bu haldeyken, annem kendisi gibi birkac kadinla bir evde yasamaya calisiyor,babam da muhtemelen kira odemedigi sicak evinde yari yasindaki karisina sarilip uyuyordur.
insan sanırım ergenlikten çıkar çıkmaz anlıyor hayat geçiyor. bir gün boş boş otururken aklıma düştü ailem şimdi yanımda, hayatı adeta sabit zannediyordum. hep yanımda olacaklar gibi onlara ayırmadığım vakti değersiz şeylere ayırıyorum.

ya ben aileme neredeyse sevgimi göstermeyen biriyim. çok kötü bu sözlük çok kötü. hayattaki (bütün sorunlara rağmen) en değerli kişisine arkamı dönüyorum neredeyse.
düşünüyorum onlar olmasa ben ne yaparım....
harry potter okuyanlar bilirler, harry 7. kitapta çapulcu haritasına bakarak sevdiklerinin o anda nerede olduklarını, ne yaptıklarını, ne düşündüklerini tahmin eder.
bazen, (!) çoğu zaman, bende watsap son görünmelerinden veya facebook mesajlaşma geçmişinden en son ne yaptığını merak ediyorum etrafımdaki sevdiklerimin. çok düşmanım yok. en sevmediğim insan için bile yapıyorum bunu. yurt dışında okuyan arkadaşlarıma, gün içinde aileme ve aslında herkese.
metrobüs tabii benim gibilere hep refakat ettiği için, ortaköy macfitin oraya da bir göz gezdiriyorum benimki ne yapıyor diye görmek amacıyla; belki benimle hiç bağı olmayan fakat benim onlara bağlı olduğum insanlara metrolarda metrobüslerde çarparım umuduyla yürüyorum yer altındaki poğaça kokulu yollarda.
belki de birine çarparım ve hayatım değişir kim bilir?
kim bilmiş ki?
gerçekten
kim ki?
Gece gece bi sey rica ettim tersledi embesil. Bi daha yazani siksinler.
Ha ayrica gecen sene kotu zManlar gecirirken bir bir giden insanlar sanki hic bi bok olmams gibi iyi olunca geri donuyolar. Gecen sene cok caresiz oldugum zamanlar oldu. Kimler vardi kimler yoktu cok iyi hatirliyorum. Simdi donunce neden selamimi almiyosun oluyo. Ulan oluyodum be siktirip giderken umrunda degildi ama?
bir kadının peşinden 6 ay koştum sözlük, eşek gibi anırttı beni.
sonuç, hüsran.

neymiş efendim, hayalinin peşinden gidecekmişsin, bırakmıcakmışsın, yok sen vazgeçersen başkası kazanırmış. mış mış da muş muş mk. koca koca yazarlar, düşünürler harbiden atıp tutuyor bazen.

denedim, herzaman çalışmıyor gençler, olacaksa olur, olmayacaksa siksen olmaz unutmayın bunu.
ilacı bıraktım, içmiyorum.
bu kendi kendime alabileceğim bir karar değil elbette ama kalbimi yoruyor ve aslında çok iyi biri olan doktorumun da yüzünü görmek istemiyorum.
Lise donemlerim serdar ortac hayranı olarak geçti. Defterlerim bile varşarkılarına resimlerine özel.

Trt de 30 dakika da serdar ortaç a denk gelince aklima geldi. Ben adam olmam, Karagözüm, bilsem ki, geceler uzun, mutsuzsun falan. Bunları dinledikçe hala bitiyorum. O gunlere gidiyorum hemde.
2013 yılında o kadar mal davranışlarda bulunmuşum ki,sözlükte yaptığım saçmalıklar karşısında bir iki oğlan kişisi Kezban demiş, ben olsam bende kendime Kezban derdim. Neyse ama hala deveci alpayı sevmem.
seni kaybetmekten çok korkuyorum.
Yeni aşka yelken açmalıyım. Bir adımı gerçekleştirdim.
aslında sekizinci nesil bir yazardım. eski kullanıcı adımla giriş yapamıyormuşum. yeni ismimle yeniden buralardayım.
önyargıları yıkayım derken çok kez rezil oldum.
Bazen hiç başlamaması, bir gün bitmesinden iyidir.
insan özlüyor,ne olursa olsun geriye dönük paylaştığın onca şeye bakınca herşeyi paylaştığın insan oluyor çünkü. Ve sen o gidince kavgaları bile arar oluyosun çünkü kavgalar bile bitiyor güzel şeyler başlıyor.
Hayatımın enteresan bi döneminden geçiyorum. Bi anda öyle bi yıkılıyorum ki konuşmaya bile ne halim ne hevesim kalıyor. Tam kendimi toparlıyorum tam aldığım nefes zehir olmaktan çıkıyor anında yeniden bi şey oluyor. Pat ben yine yıkılıyorum yine hastlanmalar ağlamalar zırlamalar. Bu döngü uzun zamandır böyle. Az önce farkettim ben yine toparlanmaya yine adam akıllı uyuyabilmeye başladım. Ve yine korkuyorum. Sanki yine bi şey olacak ve hayatıma sıçacak.
Çok pis kabız oldum ve basınç yetmeyince bokumu kadın doğum uzmanı gibi elimle çekip aldım.vesselam.
sevdiğim kıza dış görünüşüm yüzünden açılamıyorum. hatta uzun zamandır yüz yüze de görüşmedik. arada mesajlaşıyoruz ve güzel işaretler alıyorum. yani bana, teklif etmem için sinyal veriyor ama ben hep bir şekilde geçiştiriyorum. geçekten çok güzel. yanlış anlaşılmasın, dış görünüşüm derken tipsizlikten bahsetmiyorum. benim sorunum sivilceler.

20 yaşıma girmek üzereyim ama hala büyük büyük sivilceler çıkartıyorum. daha önce kullandığım ilaçların hiçbir işe yaramadı. bu sefer son çare olarak doktor gözetiminde roaccutane isimli ilacı kullanmaya başladım. tedavimin sonlanmasına minimum olarak 4 ay var. bu 4 ay boyunca daha ne kadar idare edebilirim bilmiyorum. dediğim gibi gerçekten çok güzel bir kız ve yaklaşmaya çalışan başka erkekler de olacaktır. belki de vardır. bilemiyorum açıkçası.

bana sinyal vermiş olması çok doğal olabilir. beni en son gördüğünde ya da sosyal medyada paylaştığım fotoğraflarıma baktığında benim güzel gözüken yönümü görmüş oluyor.

aslında dış görünüşe fazla önem verdiğini de düşünmüyorum. yani beni bu şekilde de kabul eder ama ben bunu kendim için kötü görüyorum. onun cildi mükemmel derecede pürüzsüz. yakın çekim fotoğraflarından biliyorum. kendimi ona yakıştıramıyorum ama onu seviyorum. çok fazla zamanım olmadığını da biliyorum ama yapamıyorum işte.

bu durumda çıkmaya başlasak en fazla 2 kere görüşeceğiz sonrasında bir daha bu şansı yakalayamam. ben hayatımı bu kızla sürdürmek istiyorum ve sadece 1 hakkım var. bu hakkı boşa harcamaktan korkuyorum.
ilaçlar direncimi daha da azaltıyor. kendime engel olamıyorum. saçma sapan yerlerde uykuya dalıyorum. bugün otobüste bir çocuğun omzuna düşmüş başım, farkında değildim. hiç ses etmedi de öylece gitmişiz tüm yolu. uyandırmadığı için kızsam mı, teşekkür mü etsem bilemedim. suratına salak gibi baktıktan hemen sonra indim.
özür dilerim ve teşekkür ederim genç adam, huzurlu uyu.
itiraf ediyorum;

görsel

Sarılmayı özledim.

edit: karakteristik özellikler baz alınmamıştır.
Çok rutin hayat yaşıyorum lan.

Sabah 08:00-09:00 gibi kalk kahvaltı et, dışarı kahve içmeye git 13:30 işe başla, 17:30 işi bitir eve dön yemek ye, evde işlere devam et uyu ertesi sabah 08:00 - 09:00 gibi kalk.
2 kilo aldım ama çırpı gibi olmuşsun diyenlere inat değil Türk yemeklerini özlediğimden geldiğimden beri damızlık hayvan gibi yiyiyorum.
şu an yabancı dilimin çok iyi olmasının tek sebebi lisedeki ingilizce hocama aşık olmamdır.
bide; marketten çilekli dondurma almaya utanıyorum...