bugün

20 yıllık dost, kız arkadas, abla, hoca ve eklemeyi unuttuğum birçok harika sıfata sahip insan.
artık sözlük yazarı...
ilk entrysini giymekten onur duyduğum çok hoş gelmiş sevgili kişi...
a.v. evde fıttırmak üzerinedir. o gün doğum günüdür ve herşey berbat durumdadır. kaçacak delik arar ve aklına direkt * (r.f.) gelir. annesine farkettirmemek için r.f. ye mesaj atar...
" beyaz atlı * prensesim, kurtar beni..."
yarım saat sonra r.f. arar, anne a.v. nin dibinde oturmaktadır...
r.f: beyaz atlı prenses ne kızım? beyaz atlı prenses ha! * .
a.v: iyiyim r.f. senden naber? * * *
f.r: geç bu ayakları. şimdi düşün bakalım bir bahane. bu sefer ne diyelim? bilgisayar mı, ben mi sana bişey öğretecem, sen mi bana bişey öğretecen?
a.v: tamam, sanırım halledebilirim. anneme bir sorayım, okeylerse gelirim.
zaten konuşmanın seğrini takip eden annesine döner, ama çok geçtir...
anne: ver bakalım şu telefonu. * napıyorsunuz siz bakiim? beni ekip eğlenmeyi mi planlıyorsunuz? * bu sefer ne var yapılacak, düzeltilecek? ben de gelicem. çay var mı çay? (....) tamam gelsin, ben de geleyim, napıcaksanız, beni dışarıda bırakamazsınız. ben de işleri halledip gelirim...
akşam bolca eğlenilir, gülünür. a.v.nin doğumgününü unutan r.f. pasta alıp mum yakamadığı için üzülür. onun yerine bolca çay buharı, sigara dumanı üflenir, eski aptal, komik anılar yadedilir, gün, son bir kaç saati dahi olsa güzl olarak tarihe kaydedilir...
av: çay yap, ben geliyorum.
rf: tamam. istediğiniz başka bişey var mı hazretleri?
av: ya tamam ya tamam, kızma, ablacım çay yapar mısın? oldu mu?
rf: oldu oldu hadi bakiim.
av: gelirken bişey istiyor musun?
rf: yok, birşey lazım değil. ben biraz birşeyler aldım zaten kemirmelik.
av: tamam. ama bir ricam var, allah aşkına çayı insan evladı içecek kadar yap. hepi topu 2 kişiyiz. ben ve tebam gelmiyorzu. her seferinde kalıyor o çay, sinirime gidiyor.
rf: kızım sen de çok içiyorsun. biraz da el alışkanlığı, ondan çok yapıyorum.
av: ay, ben o çay kalıyor diye o kadar içiyorum. ne zaman sana gelsem, sonraki bir kaç gün çay içemiyorum, doymuş oluyorum! nolur az demle, bi de ben geldiğimde hazır olsa...hani sen hemen demlesen... iki saat onu beklemesek...
rf: * olur hazretleri! başka bir emriniz var mı hazretleri? gelince sopa da yer misiniz yanına?
av: yok sevgili kulum, çekilebilirsin, pardon, telefonu kapatabilirsin...
rf: ^+'&%/('&&/+()%&'+/&/)&/+%&'+%/£#½{]½#{#½{[]&%+/+/^%{$#{
av: görüşürüz!
ruhfırçası evlenecektir. rf.nin evlenmesi fikrine zaten uyuz olan av. , müstakbel kocadan hiç hoşlanmamıştır * * * *. o gün rf.nin nişanı vardır. protesto edip gitmemeye karar veren av, aile baskısı sonucu gitmek zorunda kalır. illa bu işten hoşlanmadığını belirtmek zorundadır, o yüzden geç gider. yüzükler çoktan takılmış, seremoni bitmiş, giden gitmiş, kalan sağlarla da ev sahipleri uğraşmaktadır. rf. yi bulur.selam yok, sabah yok...
"göster bakalım şu kelepçeni!"