bugün

iskoçyalı yazar iain banks'ın eşekarısı fabrikası adlı eseri okunduktan sonra okurlarını pek de heyecanlandıramadığı eseridir.
bir çok büyük rock grubuna göndermeler içermektedir. müziğe punk'la başlayıp daha sonra aslında punkların farklı olmak adına tektipleştiklerini farkedip, farklı deryalara yelken açan, bir dönem led zeppelin tarzı uzun sololu rock şarkıları yapan ve en sonunda aman tanrım yaptığımız müzik değil matematik diyerek bu işleri bırakan bir rock star'ın hayatını anlatmaktadır. Güzeldir, okunasıdır.
orjinal adı; espedair street. iain banks'ın ülkemizde ayrıntı yayınları tarafından basılmış romanı.
* bir rock yıldızının hikayesi anlatılıyor. ama rock yıldızı deyince gözümüzde canlanan uçuk kaçık, kaprisli, sorumsuz, kendini kimi zaman megalomanlık derecesinde beğenen ve müzikten başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen rockçı imgesiyle hiç alakası yok kahramanımız daniel weir'ın. alçakgönüllü, tabiatı gereği solcu, inzivaya çekilmiş, sıradan insanlarla hoş bir ilişki sürdüren "sıradışı" bir yıldız weir. son derece tipsiz, uzun boylu ve sakar bir alt sınıf çocuğu olarak inatla, allah vergisi müzik yeteneği bir işe yarasın diye uğraşıyor. sonunda işlerini çok iyi yapan güzel ve zengin çocuklarla bir grup kurarak, led zeppelin, deep purple gibi bir mega-rock grubunun beyni haline geliyor ve ne yapacağını bilemeyecek kadar çok para kazanıyor. kadınlarla ilişkilerinde ve müzik dışı her şeyde bayağı acemi, şaşkın ve beceriksiz olan yıldızımız birbiri ardı sıra gelen ve kendisini suçlu gördüğü talihsizlikler sonucu grubun dağılmasıyla uzun yıllar süren bir iç hesaplaşma sürecine giriyor. bir intihar kararının gerekçesi olarak son derece hoş bir üslupla anlattığı hayat hikayesinin sonunda aldığı karar ise yine "sıradışı"...
uyumsuz, kendi ve çevresiyle sorunlu bir genç olan karakterimizin ünlü bir rock müzisyeni olması ve daha ziyade kısa zamanda kazandığı bu ün ve para ile mücadelesini anlatıyor roman. rock müzisyenlerinin tüm bilindik aşırılıkları, kariyerleri boyunca edindikleri tecrübeler, sahne hayatı vs. hepsine değinilmiş. karakterimizin olan biten ile hesaplaşmasını, bunalımını okuyoruz ve meselenin ne istediğini bilip bilmeme düğüme takıldığını gözlemleyebiliyoruz.

karakterimizin tasvir edilen görünüşü joey ramone'u anımsattı bana. müzik endüstrisinin sanat ve sanatçı üzerindeki etkisi, olayın sanattan çok ticari bir ürün çıkarma haline dönüşmesi gibi eleştirel anlatımlara da rastlıyoruz. para ve şöhretin mutluluk getirmediği söyleminden daha fazlası var bence.
bitmesiyle yalnızlaştığım romanlardan biri oldu.

(bkz: iain banks)