bugün

televizyon, dergi, gazete vb. gibi iletişim ve haberleşme araçlarında sıkça karşımıza çıkan reklamların bilinçaltımıza sokmak istediği mesajlardır...

örnek: avea' nın 2 saatte bir baz istasyonu diktiğinden bahseden reklamı

verilmek istenen mesaj: gerekirse koskoca baz istasyonunu götünde bitiririm haberin olmaz, akıllı ol...
bulutların üzerinde oturan bi kaç rastalı adamın hayalini süsleyen bi çikolata reklamı vardı eti bumbada'ya ithafen. peki bu adamlar rastalı saçları, bulutların üzerinde oturuşları ve sakin bir ruh haliyle yaptıkları konuşmaları ile tatlı birşeyler yemek isteyerek neyi ima etmeye çalışıyorlardı? kan şekerim düştü diyecek halleri yok dimi. düpedüz müptezeliz diyorlardı, ya da ben öyle anladım ve mutlu oldum.
ikiye ayrılır; doğrudan verilen ve bilinçaltına yollanan mesajlar.

ses getiren, görünenin altında daha onlarca mesaj veren reklamların yüzde sekseni, freud'un psikanaliz kuramından yola çıkarak hazırlanır.

bir reklam, hiçbir zaman sadece gördüğün kadar değildir.

edit: şu iki reklam üzerine tez yazan hocalar var;

görsel

görsel
"siz salaksınız, şimdi bu reklamı izlediniz ya hemen bize inanırsınız..." mesajı verilir çoğunlukla.
bazen yanlış örnekleme yapılabilir.

(bkz: yastık reklamlarındaki mantık hatası)