bugün

bazen komedi ama çoğu zaman bunalım içeren diyaloglardır.
karikatür malzemesidir.
Arkadaşın sorsa bisi*ktir dersin adam sorunca milyonları verirsin . . .
-iyi ki size gelmişim, gerçekten iyi geldi. teşekkür ederim.
-sizinle seans sohbet gibi geçiyor, bir rakımız eksik.
hönk!
bundan 4 sene sonra "şahsımla girilen diyaloglar" entry'sini gireceğim başlık. yanlışlıkla şimdi de girdim sanırım.
-sorunlarımla sizi bunaltmak istemem.
-Benim işim bu.
-Sigortanız var mı?
-Evet.
-iyi işmiş.
-siz deli doktoru musunuz?
-hayır ben sizin doktorunuzum.
-deli değilim o zaman
-ben sadece yardımcı olmak istemiştim.
-söylenen sözler geri alınmıyor malesef.
-ama siz deli değilsiniz ki.
psikologla yapılan ilginç konuşmalardır.

https://www.youtube.com/watch?v=k53XdP8F7Xs

şu çok iyi gerçekten, izleyip izleyip gülüyorum.
-benden sonra işi bırakırsınız.

(Derdinin agirligindan baska kendini onemli hissedecek birseyi kalmamis danisan cumlesi.)
ruh sağlığı açısından ciddi sapmalar yaşatacak diyaloglardır.
Bir noktadan sonra, hayatım sadece ondan ibaretmiş gibi geliyor. Bana böyle bir şey yapmaya hakkı yoktu. Zaten kimsenin bana ve ya başkasına böyle bir şey yapmaya hakkı yok. Bir insanın hayatına girip, ondan daha önemli olamazsınız. insanın fıtratına aykırıdır bu. Peki o zaman sorum şu doktor bey, insan fıtratına aykırı olan şeyi nasıl başarabildi?
Peki ya bunu başarabilmiş bir kişinin, sizi bırakıp gitmesi adalet midir? Yarın beni bırakıp gidişinin, ölüşünün yıl dönümü. Bütün gün kendimi öldürmemek için bahaneler arayıp duracağım. Bundan önce bunları bulabildim. Ama bu sene bu kadar güçlü değilim.
Beni yarın kontrol edebilir misiniz doktor bey? Bunu yapacak başka kimsem yok.

Edit: imla
-duvardaki fotoğrafta ne yazıyor?
+fuck the system yazıyo canım
-oo anarşik doktora denk gelmişim yerim seni
+bak mesela bana saçlarımi kestiremiyolar bunun için maaşımı bile kestiler ceza olarak ama saçlarımı kesemiyolar
-ya sen benim babam olsana hem doktor hem anarşik böyle babaya can kurban
+gel bi sarılıyım.