bugün

arka kapağında şöyle yazan ulaş oral kitabıdır.

"Kapalı anlatımlı bir salonun locaları: Kırılmış, yapıştırılamaz ve durulmaz bir şiddetle açar kapılarını Bir oyun entarisi ve mavi bir entrikadır zaman Aşkın yedi kat resmiyle Bizanstan, Aydınlanma Çağına uzanan. Kelimeler yerine hareketler, mekanik plazmalar POST MODERN AŞKa arabesk ALT YAZILI bir kabare: Bir şeylerin eksik kılındığı, Bir şeylerin yerli yerinde durduğu, Fazlalaştığı ve yansıdığı hummalı bir kabare bu. Yüzüm yoktu o gece yassı ayna yüzümdeyken, kilitli bir tarih Yüzü olmayan bir adamı oynamak ne denli zordur Adın neydi söylesene; adın Yapım eki almadan güzelleşen nedir adın söylesene bana? izle, bak! Sözcüklerin cehenneminde motor seslerinden kaçıp bir rol düştü sana Seni çağından alıkoyan kimmiş sor! Bir otoyolda savur direksiyonu, demir köprülerden geç. Anladım; ne sensin ne ben, kalifiye olmuş bir kabare aslolan Danışıklı bir metropol savaşıdır POST MODERN AŞKa arabesk ALT YAZILI bu kabare Bir metropol dansı: Tarih atlaslarına bakınca içbükey bir aynadan yansıyan."
(bkz: mabrahar)
kitaptan bir kısımda şöyle der:

"avcumdan içeri sızmaya başladığından beri
iki omzumun birleştiği ve filmlerden öğrendiğim
ve adını bir türlü ezberleyemediğim o yerden doğru
sokulduğundan beri bana, vücudumda kapladığın
yerlerin haritalarını yapmaya çalıştım.
bitiremediğim gün başına bana kalan üç – beş fazla ceza
sekiz – on fazla hüküm ve foucault’tan bu yana
en ağırlarını biriktirdim mihenk taşlarımın.
silüetimde biyolojik şiirler, ayaklarımın arasında
arzın dibine, cehennemin dibine jeolojik çarpışmalar
taşımaya başladım. sorguladığım ahmak kitaplarından
ve elaltı sorgulamalarından sıkıldım yaşamın"

(bkz: ortalık)