bugün

(bkz: herkesin bir popisi vardır)
Ben "X'e karsiyim" fikrine karsiyim. Mesela Starbucks 'a karsi olabilmek icin, en az bir kere kahvesini denemis olmak gerek diye dusunuyorum. Git bak, ortama bak. Sevmediysen gitme. Ama on yargi ile karsi olursan o zaman sirf "Starbucks yeaa" demek icin giden tiplerle ayni kafada olmus oluyorsun.

Apple urunleri ozgurlugumu kisitladigi icin sevmiyorum ama kulaklik konusunda bence en iyisi. 3 tane apple kulakligim var. Kulak ici kulakliklar bana cok pis ve rahatsiz geliyorlar.

Starbucks un filtre kahvesi bok gibi ama turk kahvesi hosume gidiyor. Normalden daha sert ve degisik bir aromasi var.

Bunun gibi. Bence sans verip, ona gore reddetmek daha mantikli. Tabi su argumana da saygim sonsuz " bir kahve ye 9 lira verilir mi aq " . Bana gore taze kahveye verilebilir, ama dedigim gibi fiyat meselesi biraz subjektif bir mesele. Tad da oyle.
Popüler kültüre karşıyım diye bir şey olamaz bence... Ucundan kıyısından köşesinden bir yerinden muhakkak içine giriyorsunuz. Ben de tamam haşır neşir değilim ama asla karşı da değilim.
...dedi elinde akıllı telefonla çaklıt mokasını yudumlayan hergele.
popüler kültürü türkiyeye tanıtmış olan çınar oskaya göre saçma bir karşı çıkış.

popüler kültür denilince aklınıza sadece o dönemin ikonları geliyorsa popüler kültürü tam olarak anlamamışsınız demektir. oysa ki popüler kültür ikonların yanında davranış şekillerimizi ve alışkanlıklarımızı da kapsar. tüketime dönük beğenilerin yanında üretime teşvik eden unsurlar da girebilir.

örneğin starbucks kahve zinciri popülerdir ama onun yanında çiğköfteci hasan usta da popülerdir. zülfü livanelinin kitabı popülerdir ama george orwell de popülerdir.

kısacası popüler olan her zaman aşağılık diye bir durum yok. egosunun gölgesinde çoğunluğu küçük gören elit azınlıklar var.