bugün

üslerinden ne emir gelirse "ok" diyen, önüne kadın, çocuk kim gelirse acımayan, müdahale emri geldiğinde dahi ona çizilen sınırların kat kat dışına çıkan, haklı olan hiçbir şikayeti dikkate almayan polislerin insan olup olmadığı sorunsalıdır.
kendi ülkesinin polisini sevmeyen kişi söylemidir . kendisi olursa emirleri yerine getirmeyeceğini oturduğu yerden kıçını dahi kaldırmayacağını söyleyebilir. halbuki bu kutsal mesleği yerine getiren insanlara sorcaksın bu mesleği yapmak kolaymı diye . öyle oturduğu yerden atıp tutmatı bende yaparım . ayrıca bir insanın insanlığını sorgulamak için empati lazım . öyle bir görüşe körü körüne bağlanmamak gerek.
polisler emirleri yerine getiren insanlardır. buradan genelleyerek atıp tutmak oldukça kolay.
polise emri veren insan mı demek gerekir. kimin köpeği kimin kıçını yalıyorlar demek gerekir.
evet, insan.

insan olmayan; görevinin başında olan polise atarlanan ergenlerdir.

Cuma günü eyüp'e iniyorum. Polisler yolu kesmiş, "geçemezsiniz, başbakan eyüp'teymiş, emir geldi." diyor. "Eh iyi madem." dedim oturdum. N'apsın lan adam? işini yapıyor. Seni bıraksın, onu bıraksın da işinden mi olsun? 15 dakika oturdum, uzun uzun izleme fırsatım oldu. Kırka yakın kişi geldi; adam sabırla ve ses tonunu yükseltmeden her soruya cevap verdi. "saat kaç şimdi?" diye bile sordular sanki polis buna cevap vermek zorundaymış gibi.

Ergenler demiştik değil mi? iki kız geldi sonra. Concon dediğimiz hani. "neeeaaaalaka ya." falan diyor, belli gezinin felsefesinden anladığı tek şey; "kötü polis. kaka polis." iki üç atar yaptı aklınca, sonra geçti bekledi.

ne sanıyor acaba ya.. Gerçekten merak ediyorum şu zihniyeti. bağırmak istiyorum "heeeyyy senin burada atarlandığın polis ali ismail'e vuran polis değil!? Bu yaptığın atar başbakana kadar da gitmiyor! Anarşist olmak istiyosan böyle olmaz o!"

(bkz: yazık lan kimin çocuğuysa)
3 sene şark görevi yapmayan insan anlayamaz onların halini.