plajda yaşanabilecek sinir bozucu olaylar

plajda tatilinizin keyfini çıkarırken hayatı burnunuzdan getiren ve zaman zaman kavga etmenize sebebiyet verebilecek olaylardır. plajda futbol oynayanların topunun kafanıza çarpması buna örnek olabilir.

güzelce güneş yağınızı sürmüşsünüz, havlunuzu sermişiniz, keyfiniz yerinizde güneşlenmeye hazırsınız.

1-yanınızdaki şemsiyede sizden yaşça oldukça büyük göbekli ve kıllı amcanın elinle dürbünle bütün plajı yağmalarken dürbünle size bakması. amcanın eşininde bu sırada boynuna kadar kuma gömülüp uyayarak olaya sessiz kalması.

2-yanınızda koşarak denize giden national geografi ailesinin terlikleri tüm kumları üzerinize sıçratması.

3-arkadaşlarınızın müzmin şaka anlayışı. denizden koşarak avuçlarındaki soğuk suyu üzerinize atması.

eşek kadar adam bile olsalar içinde ki çocuğu koruyabilenlere, lütfen artık bırakın içinizde ki çocukta büyüsün!

şarhoşluktan plajda uyumaya karar verilen gecenin sabahında telefonsuz cüzdansız uyanmak.

güzelce denize girip çıkıp kurulanıp güneşlenmeye başlamak, tam kıvamındayken denizden yeni çıkan birilerinin ellerinde ki veya saçlarında ki su damlacıklarına maruz kalmak. Bunun bide küçük çocukların su savaşı yaparken olanı vardır ki plajdan soğutur sizi.

(bkz: ereksiyon)

(bkz: ejekülasyon)*

denize girildiğinde şezlongunuzun başkası tarafından işgal edildiğini görmek. sanki pusuya yatıp o anı bekliyo ibneler. bir de utanmadan ''ilk biz gelmiştik ama'' diyolar.

siz yüzerken hayvanıyla* tam yanıbaşınızda denize giren hayvan.** sipariş versen bu kadarı olmaz.

şortunuzun düşüp, dötünüzün kabak gibi meydana çıkması.

plaja çok büyük ihtimal manisa ya da ankaradan gelen minimum 9 maksimum 15 kişilik ailelerin tüm gün boyunca kamp kurması.turizme katkısı olmayan bu aileler turizmcinin korkulu rüyasıdır.
ailenin hanımı:ayvalık tostu ne kadar?
tostçu:3 lira efendim
ailenin hanımı:aa ankarada 2 lira.niye öyle??

etraftaki kız kısmına aç gençlerin gözlerini dikerek bakması.

bir grup arkadaş topluluğu ile gittiğiniz plajda, kumsalda oturup tavla oynamak, king oynamak, etrafı kesmek işlemleri bittikten sonra sıranın denize girmeye gelmesi ve sizin bu öldürücü sıcaklarda regli olmanız! ekip anlamaz hadiii hadiii sende gel der, yok benim canım çekmiyor dersin ekip anlamaz, sığır mısınız siz gelmiyorum işte regliyim çünkü diye bağırasınız gelir! koşa koşa denize atlayan sığırların arkasından göz yaşlarınıza boğulmamak için kitabınıza dönersiniz. çok sinir oluyorum, gelmesin başıma böyle şeyler!

kulakta ipod keyifle güneşlenirken yanınıza bir kronun gelip sigaranızı yakabilir miyim demesi ve başınızdan atmaya çalışsanız da inatla gitmemekte direnmesi, sonra denize girdiğinizde de bir şekilde yanınızda bitmesi, bir şekilde temas etmeye çalışması ve yalakalığını bırakmaması gibi durumlardır.

kız arkadaşınızın sırtına size değilde kankinize yağ sürdürmesidir.

plaja gelen magandaların pis pis genç kızları kesmesi.
kardeşim sizin ananız bacınız sevgiliz yok mu? her denize gelen kız erkek meraklısı değildir. sadece denize gelip güneşlenmek istemiş olabilir. mal gibi rahatsız edince boyunuz uzamaz .

hiperaktif arkaşınızın iki de bir şortunuzu indirmeye çalışması ve her seferinde başarılı olması.*

150 cm boyunda 220 cm eninde 132 kg bir kadının tanga giymiş olması yetmezmiş gibi üstsüz güneşlenmesi.

-acaip sinirlendim bak, şimdi aklıma gelince dahi dellendim.

sevgilinden sigarasını yakmasını isteyen, iki dakka sonra sigarasını yakmasını istediği tanımadığı adamla şarmaş dolaş takılmasıdır.

terlikleri kaybetmek.
güneş kremini kaybetmek. gibi durumlar olabilir.

(bkz: Uyanmak)
Ve aslında plajda değil de yaz okulunda, derste uyuyakaldığını fark etmek.

hemen dibinizdeki bir veledin ağlamaya başlayıp bir turlu susmaması, dakıkalarca aglayıp o deşarj olurken sızın sınır katsayınızın tavan yapması. tabıkı boyle bır durumda aglayan veledımız yuzde doksandokuz turktur, hayır her cocuk aglar da toplum ıcınde boyle durumlarda en sırıtan cocuk kıtlesıne sahıbız. artık hala modern zaman ınsanına donusememekten kaynaklanan cocuk yetıstırme tutumundan mı, yoksa asırı el bebek gul bebek, hepsı prens prenses olarak yetiştirilmelerındenmıdır henuz çozemedım. ama cok ıyı bıldıgım bır şey, benım ıkı yasındakı bır haylı gırısken ve rahat kuzenımın abd' ye gıttıgınde, ordakı cocuklarla bır parkta bir araya geldıgınde, (burda malesef artık rahatca cıkıp oynayabılecegı, sosyallesebılecegı bır park sanırım kalmadı! yuvalar ve arkadas cevresıyle yetınıyor.) ordakı kendı yasındakı cocuklara kıyasla bır haylı urkek ve cekıngen kalması, bana burdakı cocuklar hakkında guzel bır karşılaştırma orneğı vermıstı. tabı daha o yaşta ozguvenlı ve gırışken yetiştirilen cocuk on sekizine geldıgınde evınden rahatca ayrılıp, kendı ayakları ustunde durabılır. konu da başlıktan ıyıce uzaklaşıp cocuk psikolojisi ve yetiştirmeye dondu ama tutamadım kendımı işte napıyım!

denizi veya plajı kirleten bir şahsı uyardığınızda size dönüp "sana mı sorcam lan" veya "kapa çeneni" türünden kelimeler söylemesi. olay sonrasında kavgaya karışmak da muhtemeldir tabii.

- mısırcının gelip, güneşlenen karınızın yanında durması,
- daha karga bokunu yemeden havlu sermeye gittiğinizde tüm şezlongların kapılmış olduğunu görmek.
- beyaz, ıslak bikini ile dolaşan bir hatun. *

sıçılan bokun suyun üstüne çıkması.

şort mayosu ve kılları üzerine yapışmış ıslak erkek ve poposuna sıkışmış bikini altını, aradan çıkarmaya çalışan kadın görmek.