bugün
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu17
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz14
- anın görüntüsü21
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- anneler günü17
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190512
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması13
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması18
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması9
başkasının travmasının farkına varıp kendisindeki travmayı fark etmemek aslında yine bir travmadır.
bir insanın bi sorunu varsa ve o sorunu çözebilecek kapasiteye sahip değilse sorunu kendisini aşmış demektir. o halde sorun kaynağının etrafını sarıp sarmalamıştır ve kaynak sorunun içinde boğulup gider. yok sorunu çözecek güce sahipse ve bu gücüne rağmen çözemiyorsa o zaman hastalıklıdır.
bu durumda,
soru 1
acaba türkiye'nin başına bela olmuş bu sorun artık türkiyeyi aşan bir sorun mudur?
soru 2
eğer aşan değil diyorsanız o halde sorunu çözme kudretine sahip olması şıkkı devreye girer bu şıkkın içinde her yöntem düşünülebilir. o halde neden çözemiyor?
soru 3
travma nedir? travma henüz 10 yaşında olan kardeşinin askerlik günü gelecek diye korkan abinin, ablanın beynindeki düşüncedir. oğlunun görev yeri doğuya çıkınca her akşam kalkıp dua eden annenin, babanın beynindedir. öğretmen atamasında şırnak'ı, hakkari'yi, batman'ı tercihte en son soraya atmaktır ve puanı yetmeyince zorunlu olarak gidince en ücra köşeye gidip gitmemek arasında tereddütte kalmaktır. ama yine de gitmektir. çünkü beriki taraftada açlık var, sefalet var. travma belkide ısrarcı olunsa 1000 yıl sürecek bir kavganın ateşini bilinçsizce fitillemektir. zira bu yöntemle ne türkler kürtleri bitirir ne de kürtler türkleri ama hem türklerin hem de kürtlerin birbirilerini 300 yıl veyahut 500 yıl öldürme potansiyeli var.
şimdi tekrar başa dönelim, devletin istediği vatandaş modeli tam olarak nedir? sorunumuzda burdan kaynaklanıyor vatandaş kırmızıyı seviyor ama devlet mavide ısrarcı bunu sadece kürtler için düşünmemek gerekir. muhafazakar, milliyetçi, solcu veya farklı bir görüş ne olursa olsun devlet birilerini kalıba sokmak istiyor ama kalıba sığmıyor bazıları bu da sorun oluyor. sonuda gayet anlaşılır bir şekilde husumete varıyor kan akıyor birileri ölüyor ve kalanlar travmaya uğruyor.
çünkü gidenlerin arkada bıraktığı bir taraftar grubu var. kızssakta, bağırsakta, çağırsakta veyahut küfr etsek veya başımızı duvarlara vuralım bu kural değişmiyor senin gözünde leş olanın bir başka gözde anlamı kavga neferidir, özgürlük savaşçısıdır, diriliş sembolüdür. işte o grup bir süre sonra büyür kendi başına kümelenir ayrı bir dünya ister ayrı bir yaşam vs. vs.
artık ortada nur topu gibi bir sorun vardır. o insanların bu topluma entegre edilmesi mi? yoksa top yekün savaş mı? her iki seçenekte taraflar için olasıdır. ama toplumum belleğinde artık hiç bir şey eskisi gibi değildir. belleki bölünmüş ortak hafıza tecavüze uğramış beyin loblarına kan sızmış ve kalpler artık ayrı atıyordur.
endişe mahal yok. iş işten geçmiş ve bir grup insan artık bu topluma entegre edilmeyecek kadar uzak duygularla yaşıyordur. beriki tarafta da o insanların bu topluma entegre edilmesine karşı olan bir grup kendi haklı dünyasında kendi doğrusunu savunmaktadır.
bunun adıda toplumsal travmadır. anlayacağınız travmaya uğramayan kimse yok.
bir insanın bi sorunu varsa ve o sorunu çözebilecek kapasiteye sahip değilse sorunu kendisini aşmış demektir. o halde sorun kaynağının etrafını sarıp sarmalamıştır ve kaynak sorunun içinde boğulup gider. yok sorunu çözecek güce sahipse ve bu gücüne rağmen çözemiyorsa o zaman hastalıklıdır.
bu durumda,
soru 1
acaba türkiye'nin başına bela olmuş bu sorun artık türkiyeyi aşan bir sorun mudur?
soru 2
eğer aşan değil diyorsanız o halde sorunu çözme kudretine sahip olması şıkkı devreye girer bu şıkkın içinde her yöntem düşünülebilir. o halde neden çözemiyor?
soru 3
travma nedir? travma henüz 10 yaşında olan kardeşinin askerlik günü gelecek diye korkan abinin, ablanın beynindeki düşüncedir. oğlunun görev yeri doğuya çıkınca her akşam kalkıp dua eden annenin, babanın beynindedir. öğretmen atamasında şırnak'ı, hakkari'yi, batman'ı tercihte en son soraya atmaktır ve puanı yetmeyince zorunlu olarak gidince en ücra köşeye gidip gitmemek arasında tereddütte kalmaktır. ama yine de gitmektir. çünkü beriki taraftada açlık var, sefalet var. travma belkide ısrarcı olunsa 1000 yıl sürecek bir kavganın ateşini bilinçsizce fitillemektir. zira bu yöntemle ne türkler kürtleri bitirir ne de kürtler türkleri ama hem türklerin hem de kürtlerin birbirilerini 300 yıl veyahut 500 yıl öldürme potansiyeli var.
şimdi tekrar başa dönelim, devletin istediği vatandaş modeli tam olarak nedir? sorunumuzda burdan kaynaklanıyor vatandaş kırmızıyı seviyor ama devlet mavide ısrarcı bunu sadece kürtler için düşünmemek gerekir. muhafazakar, milliyetçi, solcu veya farklı bir görüş ne olursa olsun devlet birilerini kalıba sokmak istiyor ama kalıba sığmıyor bazıları bu da sorun oluyor. sonuda gayet anlaşılır bir şekilde husumete varıyor kan akıyor birileri ölüyor ve kalanlar travmaya uğruyor.
çünkü gidenlerin arkada bıraktığı bir taraftar grubu var. kızssakta, bağırsakta, çağırsakta veyahut küfr etsek veya başımızı duvarlara vuralım bu kural değişmiyor senin gözünde leş olanın bir başka gözde anlamı kavga neferidir, özgürlük savaşçısıdır, diriliş sembolüdür. işte o grup bir süre sonra büyür kendi başına kümelenir ayrı bir dünya ister ayrı bir yaşam vs. vs.
artık ortada nur topu gibi bir sorun vardır. o insanların bu topluma entegre edilmesi mi? yoksa top yekün savaş mı? her iki seçenekte taraflar için olasıdır. ama toplumum belleğinde artık hiç bir şey eskisi gibi değildir. belleki bölünmüş ortak hafıza tecavüze uğramış beyin loblarına kan sızmış ve kalpler artık ayrı atıyordur.
endişe mahal yok. iş işten geçmiş ve bir grup insan artık bu topluma entegre edilmeyecek kadar uzak duygularla yaşıyordur. beriki tarafta da o insanların bu topluma entegre edilmesine karşı olan bir grup kendi haklı dünyasında kendi doğrusunu savunmaktadır.
bunun adıda toplumsal travmadır. anlayacağınız travmaya uğramayan kimse yok.
güncel Önemli Başlıklar