bugün

halkımıza uzun süredir dayatılan bir yalan olan, "soruna silahla çözüm bulunmasının mümkün olmadığı" iddiası değildir.

eğer elinizde yeterli silah varsa -ki ordumuzun elinde var- silahla çözülemeyecek sorun yoktur. zamanında rum ve ermeni sorunlarımız vardı. silahla çözülmedi mi? istiklal harbi sırasında ve cumhuriyetin ilk dönemlerinde kürt isyanları oldu. silahla çözülmedi mi? hadi bizim tarihimizi bırakalım, dünya tarihinden daha nice örnekler verebilirim.

gerçek şudur: eğer bir terör örgütünün ana kampları yurt dışındaysa, silahla çözüm ancak o kampların bulunduğu toprakları işgalle mümkündür. yurt dışından eğitim ve lojistik sağlama imkanı olmayan bir terör örgütü ancak tikko ve dhkp-c kadar etkili olabilir. israil'in nüfusunun %18'i arap. işgal altındaki bölgelerde yaşayanların arapların lafını etmiyorum. israil vatandaşı arapların oranını söylüyorum. keza israil'in çevresi düşmanlarıyla dolu. peki neden israil'e karşı etkili bir mücadele yürütemiyorlar? zira israil en ufak bir kalkışmada sınır filan tanımıyor, kendisine yapılanlara bin misliyle karşılık veriyor. mossad'ın israil'in düşmanlarına düzenlediği suikastlar da cabası..

peki sorunun böyle çözülebileceğini devlet bilmiyor da bir ben ve benim gibi düşünenler mi biliyor? tabi ki hayır. o zaman devletin gereğini bunca zamandır yapmamasının nedeni nedir?

zira gereğini işaret ettiğim gibi yapmanın bir bedeli vardır. o topraklar büyük devletlerin çıkar alanlarıdır. izinleri olmadan müdahale edilmesini hoş karşılamazlar. peki hoş karşılamasalar da ne yapabilirler? ellerinden ne gelir? kendini savunmaya çalışan türkiye'ye savaş açmak mı? güldürmeyin insanı! iran'a bile savaş açamayanlar mümkün değil türkiye ile savaşamaz.

gereğini yapmanın bedeli dış yaptırımlarla, ambargolarla yüzleşmek olabilir. mevzu vatan toprakları olduğuna göre küçük bir bedeldir.

bana göre pkk'nın saldırıları başladığından beri başa geçen tüm hükümetler ihanet içindedir. zira hiçbiri sözünü ettiğim dış yaptırım ihtimalini göze alamadılar. o yaptırımların sonucu, ekonominin dibe vurması, kredi kartlarının ödenememesi, halkın büyük maddi sıkıntılara girmesi olur. bu işe kalkışan hükümetin düşmesi muhtemeldir. hiçbir hükümet bu riske giremedi.

peki neyi tercih ettiler? korkaklıklarının bedelini her gün ikişer üçer verdiğimiz, çoğu yoksul ailelerin fertleri olan şehitlerimize ödetmeyi!.. 35 yıldır böyle gidiyor!..

bilin ki batının yapacaklarının halini hepimizin gördüğü şehit evlerine pek bir etkisi olmaz. asıl etkilenecek olanlar siyasiler, para babaları ve bizim gibi orta sınıf insanlardır. kendi lüksümüzün bedelini yoksullara ödetiyoruz... insan olana bu utanç yeter.

(bkz: yoksulların it muamelesi gördüğü ülke)
özetle yurdum sosyal demokratlarının terör yanlısı tutumudur.
yıldırmadır, akp terörü bilinçli bitirmeyip halkı yıldırma yoluna gidebilir, sonra başkanlığı verin bitireyim der. başkanlığı alır ve bir anda sevgi kelebeği olur barış der.

dün öyle diyordu, bir sonraki gün neden demesin?
yurdumun muhafazakar vatandaşlarının (özellikle akpli) tutumu sayesindedir. bugün pkknın coşmasını sağlayan olay malumunuz çözüm süreci. hatta sığınak yapan, askerlerimizle çatışan teröristlerin yurda girişi için megri megri düetini incelemenizi tavsiye ederim. oradaki herkes çok mutlu.
kimisine göre akp'dir.

görüşlerine bazı açılardan katılıyorum, bazı açılardan katılmıyorum.

şöyle ki akp'nin yürüttüğü ihanet sürecinin ve ayrıca hastalıklı suriye politikasının pkk'yı güçlendirdiği tartışma götürmez bir gerçektir. ama olayın başka bir yönü de var:

kafayı particilikle bozmuş yandaşlar şimdi diyeceğime şaşırabilir: eğer ortada

1- hem topraklarımızdan hem de lüksümüzden vazgeçmemek için çatışma ortamını ilelebet sürdürüp, bedelini de yoksullara ödetmek,

2- ihanet sürecini ciddiyetle sürdürüp, bir sonuca bağlamak.

dışında bir çözüm olasılığı yoksa ikinci tutumun daha vatansever bir tutum olduğunu geçmişte yazmıştım!.. hala da aynı fikirdeyim.

böyle düşünememe rağmen "çözüm süreci" denilen sürece baştan beri "ihanet süreci" dedim ve hala da diyorum. böyle yapmamın iki sebebi vardır.

1- "silahla çözüm" tartışmaları medyada hep "sınır ötesi harekatlar yapıldı da ne oldu?" basitliğinde tutuldu. manidar değil mi? hainleri barındıranların topraklarını işgal etme fikri hiçbir zaman ciddi tartışılmadı, hiçbir siyasi, bir vatandaş olarak bana ve tabi ki sizlere, bunun neden olamayacağını izah etmeye tenezzül etmedi. bu durumda ben de fikrimi değiştirmeye tenezzül etmiyorum. koyun değilim elhamdülillah...

2- ortadoğu gibi bir coğrafyada ne bölünme, ne federasyon, ne de özerklik gibi sözde çözümlerin işe yarayacağına inanmıyorum. bana göre bu yollar sorunu daha da ağırlaştıracaktır. sanırım akp geç de olsa bu gerçeği gördü. peki gördü de ne oldu? bir ihanet politikasından sıyrılıp, geçmiş hükümetlerin uyguladığı diğer ihanet politikasına döndü o kadar...
güncel Önemli Başlıklar