bugün

son 30 yılda bir amentü halien gelen ve şeyleştirilen, insansız bir işleyişe sahip olduğuna düşünülen piyasa fetişimzinin, yeni ekonomik buhranla ilerleyebileceği bir noktadır. yıllar boyunca kitlelerin haklarına saldıran ve arz-talep bazlı küçük, sektrörel/bölgesel bazlı krizlerle insanlığı kuşaran serbest piyasa hayallerinin yıkılmaya başladıkça geçmişte büründüğü yüze bürüneceğine dair ciddi işaret gelmeye başlamıştır. 1929 buhranı öncesi serbest piyasa fetişistlerinin yaşadığı yönetsel kriz sonrası başvurduğu faşist yöntemlerin tarihsel arka planı ile yeni dönemdeki verilerin aynı olması piyasa gericiliğinin geleceği noktaya göstermektedir.

30'lu yıllar boyunca özgür dünya olarak adlandırılan ve ingiliz-amerikan emperyalizmin merkez kapitalist üslerinde üretilen keynesyen politikaların arka planında politik nedenlerin yattığı görülmektedir. burada keynes'e ait bir eleştiri ya da yön belirlemenin olmadığını bata söylemek gerekiyor. keynes'in ideolojik belirlenmelerin ne olduğu sermaye sınıfı ve sermaye devleti adına pek bir anlamı yoktur. fakat ekonomik buhranın iki beklenen çocuğu olan savaş ve faşizmin o günün dünyasında reel sosyalizmin sert kalesine çarpması, tüm dünyada işçi sınıfının örgütlülük düzeyinin yüksek oluşu bu faşist yıkımın ve liberal bağların geçici yenilgisine sahne olmuştur. faşizm çıktığı yerde yenilmiştir fakat geride çürümüş toplumlar, yıkılmış kentler ve bulanmış zihinler bırakmıştır.

günümüzde ise o günkü verileri bugüne uygulayarak çıkarımlar yapabiliriz ama fazlaca anakronik çıkabilir. fakat bazı verilerin üst üste örtüştüğünü açıklamak ve genel çıkarımlar yapabiliriz. sermayenin saldırısı altında kalan emekçilerin biriken öfkesinin ortak mülkiyete doğru yönelmedikçe sermaye tarafından kullanıldığını ve kendine dönük ideolojik saldırılarını yoğunlaştırdığını biliyoruz. özellikle günümüzde reel sosyalizmin çözüldüğü, işçi sınıfını örgütsüzleştiği ve ideolojisininde geriye düşürüldüğünü düşünecek olursak durumun vehametini görebiliriz. yeni ekonomik buhranın yaratıcığı gericilik ortamında, sermaye sınıfının başvuracağı silahlardan biri de bu şeyleştirilmiş piyasa olacaktır. piyasa faşizmi ideolojik bir saldırının fiziksel hale dönüşüdür.

bu faşizmi yenmenin insanlık onurunu kurtarma anlamına geleceği günler pek yakında duruyor. bu gericilik ortamında, kavramların iğdiş edildiği post modern çağda, modernizmin ilerleme ve kalkınma gibi fikirlerinin, aydınlanma ile birleştirilmesi zorunludur. piyasa faşizmini yenecek gücün, ona can verecek güçle aynı olduğunu görüp okumakta fayda var.

(bkz: liberalizm ile faşizmin tarihsel bağları)
(bkz: liberalizm)