bugün

cem yilmazin gosterisinde soyledigi gibi, isini yapan adamin neden alkislandigi sorusunu akillara getiren eylem.

uçağın tekerleri pist alanina degdikten sonra kopan fren gürültüsünün sona ermesiyle başlar bu alkışlar. ardindan kaptan pilotun kendisini karizma sanan fakat benim bunyemde gevseklikten öte vuku bulmayan, -kaptan pilotunuz konusuyor! ile başlayan cumlelerin dinlenmesiyle son bulur.
muhtemelen pilot kabininden duyulmayan sestir, gereksizdir. otogara yanaşan kaptanı alkışlıyor musunuz?
hava yolculuklarının kıt, kaza oranlarının da yüksek olduğu zamanlardan kalan yok olmuş bir geleneği sürdüren milletiz.
italyada da artık yok olmasına rağmen kendimize destek bulmak için onların da hala devam ettiklerini kabul ederek
bu zırva davranışımız hakkında avunuruz.
fazla büyütülecek bir olay değildir. Hoş bir ritüeldir. Yalakalık ile de alakası yoktur. Otobüs yolculuğu bittikten sonra geçmiş olsun demek gibi bir rahatlama cümlesinin, daha riskli olan uçak yolculuğunda eyleme dönüşmüş halidir. Bu arada diğer ülkelerde de bu adet görülmektedir. Birleşik Devletlerde bir iç hat uçuşunda ve Düsseldorf-Zurich arasında uçarken yaşamışlığım vardır.
işini yapan kişiyi gaza getirmek için iki elin birbirine vurulması ile duyulan sestir.. gayet doğaldır.. burası türkiye..
pilotu gerizekalı yerine koymaktır.

-vay be helal olsun nasılda indirdi uçağı bee yürü be abi alkışlıyoruz hadi millet alkııış
+hoop hoop ulan işimiz bu manyak mısınız lan siz ne demek istiyorsunuz oğlum aha uçak düşecek size bakarkene!.
Malumatfuruş yazarların hepsinin, gerekliliği-gereksizliği üzerine görüş bildirdiği eylem. Sanki her eylemimizde gereklilik arıyormuşuz gibi, bunu da aynı kıstasla değerlendiriyoruz. Uçak korkusu olan bilir*, "o büyüklükte metal nasıl olur da havada uçar?" gibi bir sorunsal vardır. Fizik yasaları asla yetmez onlara; incir çekirdeğini bile doldurmaz. Kaskatı bir vaziyette yolculuklarını tamamlarlar eğer Hollandalı eski futbolcu, Bergkamp gibi Avrupa'nın birbirine en uzak şehirleri arasında uçağı reddedip dört tekere sarılmazlarsa. Onları anlayabilmek zordur. Belki de bu içüdünün bir sonucudur o alkış. Uçmak hâlâ bir kült insanlık için. Hâlâ bir özlem.

Sahi, hangimiz bir insan olmak yerine bir albatros olmayı istemezdi ki?
olsa olsa bir türkiye'de bir de italya'da olacak iştir. adamlarla herşeyimiz aynı.
şimdiye kadar hiç karşılaşmadığım durumdur.*