yaz sezonu gelmesiyle birlikte otoyolun kenarında olsun, başka yerlerde olsun hemen hemen her yeşillikte rastlayabilirsiniz kendilerine.
babamın bugunku durumudur, sırf beni gordugu tek gun serefine pisirmistir etleri. gayet guzel bir duygudur. mangal adeta bizim bir orf , adetimizdir. neden eleştirilir anlaşılmaz.
haftanın 6 günü eşşek gibi çalışıp anasının ağlaması yetmiyormuş gibi çocuklar hava alsın diye kıra çayıra götüren orada da özüne göre hareket eden adam gibi adamdır efendidir.
yazın kırolaşan, kışın medenî kalan mangal canavarı.*
eti iyi pişirenleri ve yelleyenleri makbuldur.
ilkel ve samimi bir eğlencenin protagonistidir ya,ne uğraşırlar bu adamlarla bilmem.

tabi 50 ytl karşılığında bruncha gitse bütün salaklar ay ne modern ne şöyle ne böyle diye saygı duyardı.
mangalın başında olup pişen etleri dağıtacak seviyeye gelmiş olmak; orta yaş dönemine girmiş olmanın, adaletle ilgili düşüncelerin netleşmesinin, özverinin ve artık tam anlamıyla aile babası olunduğunun göstergesidir.* *

-baba tamam bırak mangalı sen gel otur pişer onlar
-yok yok siz rahat olun ben burda yerim

-baba şunlar pişti herhalde mangalın üstünden al bunları sofraya götüreyim ben
-tamam
-şu köşedekini niye almıyorsun?
-o iyice kızarsın onu ben yiyeceğim.
çay bardağıyla rakı içerler.
kro değildir. kendi kültürünü reddetmeyen giysilerinin veya x, y veya z lerinin değeribi bilen kişidir. sanırım son model giysilerle ve boyanmış ayakkabılarla pikniğe gitmek daha abes kaçar veya kroluktur. doğal kıyafetlerle gitmek daha normaldir. en asil duygunun insanıdır.
doğaya kavuşur kavuşmaz ve daha mangal sefasına başlamadan; çevreyi keşfetmek ister ama birtakım aksesuarları vardır bu keşfin, eline uzunca bir dal parçası ve ağzına aldığı küçük bir ot parçası bu aksesuarların vazgeçilmezleridir. işte herşey hazırdır ve hayat ona güzeldir o an.. koşar, eğlenir etraf boş diye bağırır, sopasıyla oraya buraya saldırır.
bir de potansiyel piknikçiler vardır ki bunlar bagajda sürekli mangal taşırlar. vaha görmüş bedevi gibi gördükleri bir akarsu kenarına veya bir ağaç altına yayılır derhal piknikçi moduna geçerler. bazen 500 gram et için 2-3 saat mangalla uğraşırlar. maksatları et yemek değil mangala üflemektir.
belki krodur fakat piknik yapan ingiliz erkeğinden daha eğlenceli olduğu kesindir...
-çizgili pijama ve beyaz atlet
-şahin ya da doğan marka araba, bütün kapılar açık
-ankara oyun havaları ya da arabesk
-top
-mangal, tavuk kanat ya da şiş
-sigara, bira, rakı
-bol küfürlü ve argo konuşmalar...
genelde altlarında adidas veya pazar malı bir eşofman ve üst taraflarında ise beyaz atlet bulunur.ve mangal başında etleri pişirirler.
söyle bir etrafı gezelim diyerek eşlerini yanından kaçan tiplerdir. Tarla, bağlık ve bahçelikleri gezdikten sonra genelce buğday tarlasında mola verirler..işte dönüm noktası burasıdır çünkü, anız yangınına sebebiyet verirler kendileri..bir de utanmadan üste çıkarlar..

- işte bu memur bey, bu hayvan herif sigara atmış tarlama!
- ya kardeşim zaten yakmayacak mıydın sen?hıı!!
mangalı körüklerken gözlerine duman kaçan aile babasıdır. o etler cızırdamaya başladımı çocuklar yiyecek diye mutluluktan uçar.
GAYET DE AILE BABASI VE HATTA DAHA BABA OLMAMIS AILE EFRADIDIR.PIJAMA GIYMEZ SAGA SOLA BAKMAZ.KENDI AILESI ILE MANGALINI YAPAR IP GERER VOLEYBOL OYNAR COK ISRAR EDILIRSE IP ATLAYAMAZ, BIRDIRBIR,YAKANTOPTA EN IYI OLDUGU ICIN HER TAKIM ONU ALMAK ISTER AKSAM YORGUN AMA MUTLU EVINE DONERKEN UYGUN BIR BENZINCIDE IHTIYAC MOLASI VERIR EVE GIDER BANYOSUNU YAPAR TV SINI SEYREDER YATAR UYUR...
Cizgili picama giymesi sarttir