bugün

her bakkalın, fırının ve tüm esnafın pislik yapıp elini ağzına sokup parmağını yalamadan poşeti açabilme teknikleridir.
edit: harf hatası düzeltildi.
genelde ıslak bez bulundurulur tezgahın yanında. beze el sürüldüğü
an naylon poşet açılır ağıza parmak sokulmadan magandalığa hiç gerek kalmaz.
Bu tekniklerin yanı sıra, naylon poşetin içine üflenmemesi gerektiğini de öğretmek lazım şarküteri esnafına. Zira tükürüyor hissiyatı uyandırıyor.
Poşetin ucunu elinle ileri geri sıkarsan açılır.
Ortasından değil açtıktan sonra taşımak için tutacağınız kulaklarından açmaya başlamak. Hele bi deneyin.
bu sıcak yaz günlerinde koltuk altına bi parmak atarak, parmağın nemlenmesi suretiyle yapılabilecek eylemdir.*
üfleyerek açılır.
en azından, parmağını benim ağzıma sok denilebilir. herkesin ağzı kendine temiz.
yalatın.
(bkz: naylon poşet açarken parmak yalamak)

not: sapık mısınız lan siz?
parmağı ıslatmadan yüzüğü çıkartmak kadar önemlidir. parmak yalanır mı amk?
naylon poşeti açmazsın olur amk. ne yani kese kağıdı var tor var torba var, çol var çocuk var. biraz alakasız oldu ama parmak yalamaktan iyidir.
Bulunabilecek en iyi işsiz icadıdır .
dudaklarımızı öpücük atacak gibi yaparaktan üflenir. ney üflemek gibi ince bir iştir. belli bir açı ile üflenir.
bir elinizle poşetin sapı dediğimiz yerden diğer el ile iki sapın ortası dediğimiz gövdeden sıkıca tutulur ve sağa sola çekilir. tam o sırada üçgen şeklinde bir dil çıkar ortaya. işte oradan poşet kolayca açılır.