bugün

çünkü yeni bir şeyler düşünmek bizim insanımızı kasar, düşünmeye zorlar, çaba sarfetmeyi gerektirir. oysa koca mimar sinan yapmıştır zaten süleymaniyeyi selimiyeyi, ne gerek vardır, sittir ettir. amaç ne pahasına olursa olsun cami sayısını artırmaktır. mimari, zevk , özgünlük, estetik bize uzak kavramlardır!

zaten mimaride tarz, sadece avrupalılara özgüdür, biz sadece yurtdışına gittiğimizde "vay be, adamlar yapmış" diyerek apışıp kalmasını biliriz. 500 sene öncesinin mimarisinin üzerine ne koyabilmişizdir camilerimiz noktasında, minarelere hoparlör takmaktan başka.. elimizden tek gelen bir kaç sene de bir camilerin kubbelerini altın varaklarla boyamak mıdır? düşünmek neden bize bu kadar devasa bir yük gibi gelmektedir?

yoksa insan beyinsel fonksiyonlarını kullanmadan, düşünme zahmetine hiç katlanmadan öylece yaşayıp gidebilir mi?
(bkz: plagiarism in kraliyim copy paste in ustasiyim)
(bkz: açın gençlerin önünü)

edit:*, *

(bkz: melalden anlamayan nesle asina degiliz)
arkadaşlar arasında yeni sayılacak güzel camiler için yapılan "cumhuriyet dönemi mimarisinin nadide bir örneği" şeklinde "güleriz ağlanacak halimize" misali bir şakaya sebep olan olabilemezlik.
(bkz: turkce bilmeyen yazarların baslık acması)