bir zamanlar babamın ruh sağlığını yitirmesine neden olmuştu "otomatik oda spreyi". o zamanlarda gün geçmiyor ki gavurlar yeni yeni icatlar çıkarmasın başımıza. benim annem biraz tuhaf, zavallı babamı korkutmaktan müthiş keyif alıyor. çocuklara düşen ise baba ile anne arasında bir katalizör görevini üstlenmek.

-babacığım, biliyorsun annem şakacı bir kimse, onu böyle kabul edip evlenmiş olman gerekti, çok geç.
-anneciğim, babam biraz korkak, huyu öyle. git başka alanlarda kullan yaratıcılığını, boşamak üzere seni.

bundan birkaç ay önce annem oda spreyi almıştı, hepimiz ilk sesinde ne olduğunu anlayabilmiştik haliyle. zaten yanlışlıkla çok ağır bir leylak kokusu almıştı şakacı annem, kendimizi yumoş ayısı gibi hissediyor, yatağıma ters takla atarak atlıyorduk her "tısss" ta.

işte o tıss, babamın sebebi oldu. ilk duyduğunda biz yokmuşuz yanında, annemleymiş (zavallı babam ve baba tarafı)

-kıııııııııhhhhh!
babam-o da neydi?
annem-ne neydi?
babam-kıııııııııh dedi, kimdi o, neydi neydi?
annem-ne neydi yahu, iyice delirdin, git kendini delihane' ye kapattır. iyice bunadın.

babam biraz da saf. duyduğuna değil, anneme inanır. fazla da üstelememiş. akşam olur ev halkı toplanır, sofrada -kıııhh, diye ses. annem göz kırpar ve biz de devam ettiririz. yazık babam her kaşıkta soruyor: "duydunuz mu, duydunuz mu sizde?"

sıkıyorsa "duyduk" diyelim, annem fena bozulur.

o hafta boyunca babam gece gündüz evin içinde ruhani varlıklar aradı, odalara sarımsak, soğan, arapça bir şeyler astı durdu. annemden gizli gizli gidip makinanın periyodunu değiştirdim, saatte bir sıksın bari şu spreyi, babam delihane' ye teslim olmaya gidecek neredeyse.

en son babam çaresizlikle ve tüm cesaretini toplayarak anneme anlatmış durumu "hanım böyle böyle, benim peşime bir haftadır bir ruh takıldı, çocuklar sana emanet" annem öyle insafa gelip de anlatmış.

o gün bugündür spreyin her "tısss" lamasıyla üç kulhuvallah bir elham okuruz ailecek.
adamın ruh sağlığını bozar.