bugün

başlığın açılmak istenen hali (bkz: otomatik kağıt havlu makinasının restaurantlara getirdiği statü) olmalıydı aslında.

bazı mekanlar vardır ki; onlar cimridirler, küçük hesaplar yapan yüzeysel patronlar işletmektedir. kağıt havlu çok gitmesin diye az az verir kağıt havluyu bu mekanlardaki aletler. 40 saat çırpınırsın o kağıt havluyu alabilmek için.

bazı mekanlar vardır ki; onlar candır. elini uzatırsın, kocaman bir kağıt havluyu "bıııııııııııııııııııııııızt" diye verirler. sonra bi' daha istersin yüzsüz ve fütursuzca yine uğraştırmadan verir.

işte bu ilk sözü edilen mekan tırttır, gitmeyin bi' daha. ben gitmem şahsen. ikinci mekan ise candır. kahve olsa bile gidin, o patron çayın kalitelisini kullanmaktan da, suyun, sabunun kalitelisini kullanmaktan da çekinmez. küçük adam değildir.
bir de bırak kağıt havluyu, peçete bile bulunmayan müesseseler vardır ki evlerden ırak. bunlar, kağıt peçete yerine, masanın üzerine bir bardağın içine pembe kağıtlar koyarlar. lavabonun yanında da, sarımtırak ambalaj kağıdı bulunur, eli kurulamak için.