bugün

Ertuğrul Bey, oğlu Osman Gazi'ye şöyle diyor:

Bak oğul! Beni kır, Şeyh Edebali'yi kırma O, bizim boyumuzun ışığıdır. Terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel ona karşı gelme. Bana karşı gelirsen üzülürüm, incinirim, ona karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz, baksa da görmez olur. Sözümüz Edebali için değil senceğiz içindir. Bu dediklerimi vasiyetim say

-Şeyh Edebali de, damadı Osman Bey'e şöyle diyor:

Ey oğul! Beysin bundan böyle öfke bize, katlanmak sana. Gücenmek bize, hoş görmek sana; geçimsizlik, anlaşmazlık, çatışma bize, adalet sana. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.

Ey oğul! Bundan böyle bölmek bize, bütünlemek sana. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.

Ey oğul! Sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma. insanı yaşat ki, devlet yaşasın.

Ey oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allah yardımcın olsun.

-Osman Bey de oğlu Orhan Bey'e diyor ki:

Oğlum! Ben ölüyorum fakat müteessir değilim. Çünkü senin gibi bir halef bırakıyorum. Adil ol. Merhametli ol, iyi adam ol. Bütün reayaya eşit muamele et. islamı neşir ve tamim et. Yeryüzünde idarecilerin görevi budur. Ancak bu suretle Allah'ın lütfuna nail olursun. Bilmediklerini ilim adamlarına danış. Bir şeyi iyice bilmeden hareket etme. Sana mûti olanları hoş tut. Beni Bursa'da Gümüşlü Kümbete defnet.

-II. Beyazıt vezirlere çıkışır iken Hak kâdi olıcak ne cevap verirem, yarın kıyamet gününde onlar benden sorulacak der.

-Oğlu Yavuz Sultan Selim'e de şöyle der:

Kâfirin katline eyle ihtimam

Kim onunla tutar din-ü mülk nizam

Padişah oldunsa adli pîşe et

Zulmü bi-dad eyleme endişe et

Merhamet et aciz-ü bi-çareye

Şefkat eyle aciz-ü bi-çareye

Tanrıçün it ehl-i ilme ihtiram

Derd-mendin hatırın hoşgör müdâm

Müfsidin neslini kesger şah isen

Adle meylet bende-i Allah isen


Açıklaması:

Ey gözümün nuru, gönlümün sürûru! Bugün Allahın izni ve takdiri ile tahta çıktın. Sana gerektir ki, adımızı ve şanımızı gözetip ecdadımızın yolunu takip edesin. Geçmiş ecdadımızın yaptığı gibi, zalimlerin zulmünü halk üzerinden kaldırasın. Dünyada güzel isim bırakasın. Zevk ve eğlenceye dalmışlara uyup huzur diye gaflete, neşe diye eğlenceye dalmayasın. idaren altında olanların diyanetini korkaklığa, emanetini hıyanete değişmeyesin. Mal ve mevkiyle gururlanıp kalmayasın. Halkını ezerek, zulmederek; askerleri gayesi ve hedefi dışında kullanarak, heva ve hevesine kanmayasın

-Veziriazam Piri Mehmed Paşa Yavuz Sultan Selim için diyor ki:

Kendilerini padişah bilmezlerdi. Hiçbir kimseye zulüm ve eziyet edilmesine rızaları yoktu. Hele bir vatandaşına zulüm ve işkence olduğunu bilmemek, katında affedilmez en büyük hata idi. Cenab-ı Hakkın aciz bir kulu ve yeryüzündeki kullarının önemli işlerini yapmak için koyduğu en zayıf yaratığıyım diye buyururlardı.


http://www.ilkadimdergisi...lamda_fazilet_ve_adab.htm
ey ogul, eger ki kardesin seni oldurecekmis gibi ustune gelirse hemen kac, bilesin ki saka yapmayacaktir
- oğlum bak sen sen ol, sakın bu karamanoğullarına güvenme. ilk fırsatta ez kafalarını. bize denk gelmedi bak, az çekmedik onlardan.
- peki baba.
- bak bir de haçlı seferi falan yaparlarsa hiç korkma. ismi var cismi yok onların. ne zaman gelseler tokatladık. sen sakin sakin savaşını yaptır.
- tamam.
kanuni, sancak beyi iken, yavuz'dan mektup alır.

"Ey oğul! Ey ümmet-i muhammed! yoktur anandan büyük can-ı yaran,yoktur şahtan büyük can-ı düşman. Kılıcını şah ile keskinleştir, üzerinden ananı izleyesin!"

tabi kanuni, bu öğüdü iplememiştir. durmadan avrupa'ya saldırmıştır.
kardeşlerinden nasıl kurtulabileceğine dair öğütler.
anket açanları ibreti alem olsun diye gülhane parkında sallandır!*