bugün

Bizansın fethinden sonraki ayasofyadan aşırı esinlenme inkar edilemez tabii tek kubbede sütun kullanmadan en fazla alanın üstünü kapatabilir olma uğraşıdır esasen dönem mimarisini bu kadar etkileyen unsur biçimsel hayranlıktan ziyade.
Yine de Bizans öncesi dönem ve özellikle Selçuklu mimarisi daha özgün ve görsel anlamda çeşitlilik ve güzellik arz ediyorken Bizans döneminden sonra gelen tek tip mimari anlayışı metrekare anlamında amacına ulaşmışsa da tek tip ve özgünlüğünü kaybetmiştir .ancak unutulmamalıdır ki zaten osmanlı padişahları Rum kayserliği ni de ünvanları arasında gördüğünden bu bir benzemeye çalışma çabası olarak yorumlanamaz devam ettirme ve aşma çabasıdır bu çabanın zirvesi sultan Ahmet camisinde tezahür etmiştir bizim için sadece sultan Ahmet camisi olsa da adı, dünya mimari literatüründe blue mosque çok bilinen incelenen ve saygıyla anılan bir binadır bir mihenk taşıdır.
Sultanahmet camisine akşam namazında gidin. Yatsıya kadar Çıkmak bile istemeyeceksiniz. Ağzınız açık seyretmeye doyamazsınız. Yine gelip ziyaret etmek Tekrar tekrar görmek istersiniz. Selatin camilerin hepsi de böyledir.

Kiliseleri de gördük. Afilli şekilli mekilli filan da, o buram buram maneviyat yok. O muhteşem iç Huzuru yok. Yavan. Tatsız tuzsuz. Dış görüntü de öyle ahım şahım değil. Belki bi parça göze hitap etse bile o korkutucu derin kasavetli soğuk ve sıkıntı verici hava neşenizi kaçırır. içiniz daralır. Dışarı kendinizi zor atarsınız. Bi daha da gitmek istemezsiniz.