bugün

birileri tarafından dışlanmak ya da yargılanmak korkusuyla doğru orantıda olan korkudur. kişinin kendi bildiğini yapmaya en cesaretsiz olduğu anlarda ortaya çıkar. bir zehir gibi yavaş yavaş hayatın her alanına yayılır. ardında ise, kişiye, bir defa olsun istediğini yapamamanın ve hep başkalarının hayatını yaşamış olmanın verdiği pişmanlıktan başka bir şey bırakmaz.
bu korku yüzünden insanlar içinden geldiği gibi davranamaz, rahat olamaz. hep birileri tarafından kınanacaklarını düşünüp hareketlerini kısıtlarlar. hayatta o mesleği yapmak istemiyorsa bile sırf elalem ne der düşüncesinde oldukları için mutsuz olmaya katlanırlar. aslında hayata sınırlar koymaktır ama herkes az çok yapar bunu..
sevgi ihtiyacının yoğunluğunu ile doğru, özgüven ile ters orantılı olan, en büyük esarettir.
sürüden ayrılmaktansa kişiyi 'ben yapanlardan ' vazgeçmesidir, dolayısıyla birey olmaktan çıkılıp birbirinin aynısı , beyinleri kiralanmış bir koloni ortaya çıkar.çoğu zaman altında kendi varlığını haklı çıkarıp , önemli biri olduğunu başkalarının bakışlarında görmek istemek yatar.farklı düşünmek istemez , dışlanmaktan korkar.