bugün

spinoza' ya göre imkansız olan şey. çünkü ölüm varsa hayat yoktur, hayat varsa ölüm yoktur. ikisi bir arada olamayacağından ölüm düşünülemez.
arada bir akla gelmesi gereken hadisedir. spinoza da dahil hiç kimse bu dünyaya kazık çakmamıştır. herkes bir gün ölecektir. sürekli ölümü düşünmeyin, ama arada bir aklınıza gelsin, zararı olmaz.
(bkz: rabıta-i mevt)
eric fromm'a göre tüm insan edimlerinin altında yatan temel gerekçedir.
yaşamı düşünmek kadar doğaldır.

nevzat çelik ne güzel özetlemişti.
"ne garip duygu şu ölmek
öptüğüm kızlar geliyor aklıma "

ne tuhaf şey bütün yaşamaklığı, sevgileri,birikimi, dostlukları,kavgaları, kredi kartlarını, borçları,sevdiğin kadını, kariyerini,umutları, özlemleri,herşeyi bırakıp gitmek...
çaresiz insanları daha da çaresizliğe iten düşüncedir.
mutlu olma ümitlerini her gün biraz daha kaybeden, ruhu her gün biraz daha kararan ve çaresizce hayata bir anlam yüklemeye çalışan insanın bulanık zihni içinde bulduğu bir çıkış yolu...
yaşarken düşünün. öldükten sonra zevki kalmaz.
ölmeyi düşünmek bir anormallik göstergesi değildir. çünkü ölümde hayatın bir parçasıdır. ama bunu kendi ellerimizle yapmayı düşünmek kötü olanıdır. ölümü düşünmek günlük hayatımız için aslında faydalıdır. günlük hayatta yaşadığımız üzüntüler, gereksiz yere kendimize yaptığımız işkenceler, başkalarının söylediklerini düşünmek düşünmek... halbuki boşunadır. arkanıza döndüğünüzde bunların hepsi kuru kalabalık olacağı için ölümü düşünüp hayatı yaşamanız gerektiğini farkedeceksiniz. o yüzden ne yaşıyorsanız boşverin. *