bugün

okulun o günü çok önemlidir, çünkü okul sonrası okuma bayramı vardır ve sahneye ilk defa çıkılacaktır. Fakat çok büyük bir hata yapılır ve öğle arasında uzun eşek oynanır. Oyun sırasında eşek olma sırası geldiğinde yapılması gereken malum hareket sonrası bir ses duyulur tüm bahçe tarafından ve pantolonun ağının arkadan öne kadar yırtıldığı görülür. Artık kabus başlamıştır, herkes bir telaş içerisindedir zaten, kimse kimseye yardım edemeyecek bir durumdadır, öğretmene gidilir, ilgilenmez, arkadaşlardan yardım istenir ama kelin merhemi olsa basına sürer misali çaresiz el elde baş başta kalınır. Müdür yardımcısından son bir yüzle iğne iplik istenir. Evet, evet zaten ne demişler iyi olmasini istiyorsan kendin yapacaksin. Hemen müdür yardımcısının odasının arkasına geçilir, sonra gözler kapanır ve annenin nasıl dikiş diktiği hatırlanmaya çalışılır. Evet, evet hemen gözlerin önüne gelir o sahne, iplik iğneye geçiriliyor, daha sonra ipliğin sarkan iki ucu birbirine denk getiriliyor sonra bir uçtan başlanıyor dikmeye, işlem tamam. Aslında bu kadar kolaymış, ne diye bu kadar telaş, bu kadar stres, her iş gelir insan elinden. Artık sadece sahne heyecanının kaldığı bünye mutlu bir şekilde odayı terkeder. Artık çok az zaman kalmıştır sahneye çıkmaya. koşa koşa mekana gidilir, arkadan bakılır ki ana baba günüdür ortalık. Herkesin ailesi, arkadaşları gelmiştir. Sahnenin arkasına geçilir, son hazırlıklar tamamlanır.
Fakaaat,
kontrol amaçlı olarak el pantolon ağına gider, dikişin sağlam durup durmadığına bakmak için. O da ne, dikişin yerinde yeller esiyor, iplikler aşağıdan sallanıyordur. Kıpkırmızı bir şekilde sahneye çıkılır, başka çare yoktur çünkü. En arkalarda kamufle olunur. ve en sonunda işkence biter.
Eve gelince anne sorar
-oğlum neden saklandın bütün gösteri boyunca?
-anne pantolonum yırtıktı, diktim ama olmamış.
-canımmm, neden olmamış, nasıl diktin?
(anlatılır)
-dikmeden önce ve diktikten sonra ipliğe düğüm attın mı?
-ne düğümü?
...