bugün

Yeni moda bir disiplin. Zihin felsefesinin sorularına ve "bulgu"larına uygulanma esasına dayanıyormuş. Platon'dan bu yana yapılan zihin felsefesi ile benzese de ayrılıyormuş.

Lafı gevelemeden ne olduğunu söyleyeyim: "'natüralizmin felsefeden aldığı soracak sorusu kalmadı. Bu yüzden gündeme felsefenin sorularını sorarak felsefe yapıyoruz' biçiminde değil de 'bu soruları bilimsel değerlendiriyoruz. biçiminde bir şey getirelim' diye ortaya çıkmış disiplinimsi."

Pozitif bilimperestliğinin ortaya çıkışından beri felsefenin geçmişte sorduğu soruları alıp bilim yaparken "artık felsefeye ihtiyaç kalmadı," "felsefe spekülasyondur" vs... Deyip ortaya felsefeci çıkmasına, çıkanın da sessiz sedasız yok olmasına neden olduktan sonra, yani soru kaynaklarını iskenderiye kütüphanesi yakar gibi yok ettikten sonra soruya ihtiyaç olunca "fizik felsefesi", "biyoloji felsefesi" gibi zorlama felsefeler (!) ortaya çıkardılar. Şimdi de “nörofelsefe."

Problem şu: felsefe özsel olarak zaten bu soruları soruyor, soracak ve sormalı da ama bunu bazı natütalist uyanıklar "şu felsefesi, bu felsefesi" diye felsefeler ortaya attığı için yapmıyor.

Çıkmış, birkaç tane avanak felsefeci de "bilim-felsefe ortaklığı" diye seviniyor sanki natüralizm yıllardır zaten felsefeyi kullanmamış gibi. Birisi de "Türkiye'de de yapılsa keşke, çok iyi" diyor, affedersiniz de siktir oradan. Ne kadar ahmak varsa hepsini felsefeci(!) yapmışlar.