bugün

aslında baslık "ninelerin bir gün lazım olur diye bir sürü lüzumsuz seyi atmayıp saklamaları" olacaktı ama olmadı, olduramadık.

konumuza dönecek olursak, bazı ninenelerde görülen durumdur. bir sürü lüzumsuz esyayı evin dip-köşesinde abuk subuk bir seyler saklama halidir. o sakladıgı sey fi tarihinden kalmıs olsada artık kullanılacak bir yanı kalmasa da belki lazım olur diye, atmayıp saklarlar.
sakla samanı gelir zamanı atasözünü benimsemiş ihtiyarlarımız.
savaş zamanını görmelerinden kaynaklanıyor olabilir.
sadece ninelere özgü bir özellik değildir. her yaştan insanda olabilir. zordur onlarla yaşamak.
ve en sonunda evin bakırcılar çarşısı gibi olması demektir.
(bkz: yoğurt kapları)
çöp ev yapma yollarından biridir.
aslında bilinç altında nesiller boyu aktarılan bir toplayıcılık içgüdüsüdür. kadın toplayıcı erkek avcıdır. zihin beden yaşlandıkça kendini böyle dışa vuruyor. büyükkanneme bir yoğurt kabı müzesi açmayı planlıyorum.
bir de dondurma kaplarını saklarlar ki her dolabı açışınızda sizi önce heyecana, daha sonra da hayal kırıklığına sürüklerler.
inanilmaz ama bazen lazim oluyor.
mezarına götürmek niyetinde olabilirler.
belki de gençliğinde odayı toplarken gerekmeyeceğini umarak her şeyi çöpe ya da çamaşıra atma yöntemiyle temizlik yapan bir kızdır bu ninecik, buyrun görün zaman nasıl değiştiriyor insanı. tabi olaydaki tüm kahramanlar hayal ürünüdür orası ayrı konu.