hali hazırda mükemmel işleyen ve aksaklıkları aynı mükemmellikte saklanan bir sistemin yanlışlıklarını yine sistemin öngördüğü ölçüde farkeden 2. sınıfa yani evriminin siyasi bölümüne geçmiş üniversite öğrencisinin yapmaya çalıştığı dış görnüşte boşa kürek çekme işlemidir. görünüşte boşa kürek çekiyordur ve bu görünüşe aldanan genç diploma heyecanıyla beraber son evrimine girerken yanlış yola sapıp kapitalizm ve para yönüne kayabilmektedir. buna sebep olarak da tüm uğraşlarına rağmen nehrin tersine akmadığını söyleyebilmektedir.

ancak bu durum sabırsızlık ve acelecilik denen illetten kaynaklanmaktadır ki bin yılda kurulan bir düzenin de ancak bin yılda yıkılabileceğini farkettiği zaman tekrar bu yolda sadece bir çakıl taşı olabileceğini göz önüne alarak tüm varını yoğunu bu hizmete adayabilmektedir bu üniversiteli.

sistem sistemin öngördüğü ölçüde muhalefete izin verir. muhalefetse sadece sistemi destekleyen diğer uç olur. parasistemik bir açılım gereklidir bu noktada. bu noktada aciz olmadığını anladığı zamansa gelecek için çok önemli bir birey haline gelmekte ve bu uzun dönemlik gelişme sürecinde ömrünün tüm faaliyetleri neticesinde kimi zaman kendini başka bir kimi zaman on kimi zamansa yüzden fazla zihinde tekrar zuhur ettirebilmektedir.

doğadan kısmen bile olsa bağımsız her düşünce akım yaşam biçimi ve devletler ve sistemler yıkılmaya kaybolmaya kaybetmeye mahkumdur. doğa zihinsel açılımı gerektirir. zihinsel açılım bilgiyi , doğa inancı gerektirir inançsa sevgiyi...
(bkz: bir bilim adamının romanı)
yapı itibarı ile üniversiteye gelmiş 1. sınıf öğrencisi korkaktır. atılganlıktan uzaktır. girişimde bulunmaktan, birşeyleri değiştirmekten çekinir. 2. sınıfta bazı şeylerin farkına varmaya başlar, yavaştan icraata geçer. agresiftir, gözüpektir. hatta icraatlarının yarısından fazlasını bu dönemde yapar. 3. sınıfta ise aynı özellikleri devam eder ancak yavaştan hayat gailesi tedirgin etmeye başlamıştır kendisini. 4. sınıfa gelindiğinde ise düzen adamı olunmuştur. herkes böyle değil, ama geneli böyle olur. dokunmayan yılan bin yaşatılır. ancak kimisi istikrarlı bir şekilde hayalindeki, kimilerinin ütopya dediği oluşumu gerçekleştirme yolunda ilerler. zaten gerçek idealist de budur.