bugün

her zaman haklı olan o güzide zatın, yaptırmak istediği herhangibir işlemle ilgili bir adet belgegeçer yardımıyla bankaya gönderdiği evrak.

17.02.2010 öğleden sonra gelen bir tanesi ve sonrasında gelişen olaylar silsilesi;
güzide kişi önce, şube çalışanlarından birini gözüne kestirir ve yurtdışıdaki kardeşi v.p.'ye 200eur göndermek istediğini, nasıl bir talimat yazması gerektiğini sorar. arkadaş ise, sürekli yurtdışı para transferi yapan bir müşterinin talimatlarından birinin çıktısını alır ve "buna göre yazın" der. güzide kişi ki; kendisi an itibarıyle dumur bey olarak anılacaktır, talimatın birebir aynısını yazar, yani artık alıcı v.p.değil, jacob perks diye biridir. işlem, operasyon merkezine yönlendirilir fakat; dumur bey'in elyazısını okumakta zorlanan operasyon merkezi çalışanı, alıcı adının teyit edilmesini ister. dumur bey'e dönülür, alıcı adı jacob perks'müdür diye sorulur ve "o kim ki? v.p. ye gidecek o para" yanıtı alınır. valla ben de bilmiyorum jacob perks kim. ben bi jacob biliyorum ama; onun da soyadı yok, zaten john locke onun ölümünün azmettiricisi oldu ve bütün bunları senin de biliyo olman çok ürkütücü olurdu diye düşünüyorum allahtan, o kısa süren konuşma esnasında. velhasıl, uzun uğraşlar sonucunda o para doğru kişiye gidiyor, dumur bey'in kardeşi oluyor kazanan.


olsun tabi, müşteri daima haklıdır, haksız olduğu zaman bile.