bugün

inandıkları , savundukları , bir sadık beyin zafiyeti gösteren insanlığa merhaba diyememiş pozitivizm , rasyonelizm , makyavelizm , hümanizm e karşı savaş açıp nerede bir barbarlık ve vandallık varsa orada biten tiplerin , akli fonksiyonlarını hiçbir zaman kullanamayacakları için zamanla süngersi kafalarını sıyırmaları ve topluma entegre olmakta zorluk çekmeleri kesin sonucudur. ben şimdi bakıyorum etrafımdaki deli mizaçlı insanlara , hepsi ayrımsız müslüman. sonuçta 1400 yıllık bir mantık ve bilim karşıtı melodiye inanmak bunu getiriyor. normal ve iğrenç.
mucizelere inanan beyin, deliliğe yatkındır, bu efsanede olsa, tarihte olsa, mitte olsa, dinde olsa değişmez.
insanın dış dünyada gördüğü nesnelere,daha gerçeklik tanımını yapamadan gerçek diye sarılması,deney ve gözlem dışında bilgi kabul etmeyip,söylediği sözün bile deneyselliğe dayalı olmadığının yani pozitivizm karşıtı bir düşüncede olduğunu farketmemesi,savunduğu şüpheci yaklaşıma ne kadar da tezattır.

evrendeki her şey frekans ve dalga boyutundadır.var olan dalgaları zihinde elektriksel sinyallerle yoluyla algılayıp maddeyi ve dış "gerçekliği" kendi yorumumuzla tekrardan meydana getiririz.çift yarık deneyindeki gibi bizler maddenin karar kılmasındaki etkenleriz.durum böyleyken insana konumunu,materyal evrende bir hiç olarak tanımlayan materyalizm mi yoksa metafiziksel bir gerçeklikten kopuşun ürünü olan dini inanışlar ve insanı da bu evrende oldukça özel yere koyan islamiyet mi açıklar? kim deli,kim akıllı,kim gerçeğe yakın orası da hayat görüşünüze kalmıştır.ama dini inanışı olan her toplum ve her insan gerçeğe materyalizmden daha yakındır.platon'un (bkz: mağara alegorisi)'nde ki gibi biriniz duvara bakıp kalırsınız,diğerinizin sadece gölgelerin gerçekliğin yansıması olduğuna inanırsınız.
Deli bile müslümanlığı seçmişse sen hangi galaksinin ateistisin dedirtir.