bugün

640-751 yılları arasındaki tarih bilinmediğinden bütün lise mezunu türk vatandaşları islamiyet'i isteyerek kabul ettiğimizi sanar ancak işin başlangıcı hiç de öyle değildir, 751 yılından sonra ise sadece karluklar gibi bir kaç boy islamiyet'i benimsemiştir, türklerin tam anlamıyla islamiyet'i topluluklar halinde benimsemesi 10. yüzyılın ortalarından itibaren başlamıştır.

640'lı yıllardan itibaren başlayalım...

Hazarlar ve Türgeşlerin araplar tarafından ortadan kaldırılmasıyla sıra orta asya'ya geldiğinde araplar şiddetli bir direnişle karşılaşmıştır. bu direnişi kırmak ve bölgeyi sömürmek ve dini yayarak bölgedeki hakimiyeti güçlendirmek için katliamlar yapılmıştır.

arapların buhara'ya kadar gelmesi üzerine sogd meliki neyzek tarhan araplar ile antlaşma yapar, antlaşmaya göre tarhan tarafsız kalacaktır, bu tarafsızlık diğer beylere de zarar vermiştir, türkler bölgede araplar ile ilk karşılaşmalarında ciddi şekilde organize olamamışlardır, ilk saldırıya uğrayan kibac hatun'a diğer türk beyleri destek vermeyince kibac hatun ile aynı sonu yaşamıştır.

bu gelişmeler üzerine tarhan bu tarafsızlığın bir ihanet olduğunu düşünür ve tohoristan'a dönerek diğer türk beylerine mektup yazar, herkesi direnişe çağırır. ilk cevap talkan meliki sehrek'ten gelir. bunu öğrenen kuteybe, baharda belh şehrinde hazırladığı bir ordu ile talkan'a yürür, talkan meliki sehrek'in yeterli hazırlıkları yapamaması üzerine, sehrek şehri ordu gelmeden önce terk eder, savaşmadan şehre giren kutebye eli kılıç tutan herkesi katleder. tarihe bu katliam talkan katliamı olarak geçer...

diğer beyliklere ders olması için 40.000 kişi yollardaki ağaçlara asılmıştır... (bkz: talkan katliamı)

kuteybe talkan'dan sonra suman, kes ve nefes halkını da aynı şekilde kılıçtan geçirir. şehirde silah tutabilecek kim varsa öldürülür, geri kalan kadınlar ise arap ordusuna cariye yapılır. sıra faryab'dadır. katliamların duyulmasıyla şehirde başına gelecekleri bilen faryab halkı savaşır ancak arapların şehri ele geçirmelerine engel olamaz. şehir tamamen yakılır ve Araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında Muhtereka der.

kuteybe faryab'dan sonra tarhan'ın çekildiği kale olan bazgis'i kuşatır, 2 ay süreyle devamlı olarak buraya saldırır fakat bir sonuç elde edemez.. Bu arada kış yaklaşır..Kuteybe’nin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki Türklerin de yiyecekleri bitmiştir.. Her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür.. Kuteybe son olarak bir hileye baş vurur.. Tarhan’ın yanına Muhammed bin Selim adındaki adamını gönderir.. Muhammed ibni Selim Tarhan’ın teslim olması durumunda kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir.. Kalenin açlık içinde olmasından dolayı Tarhan’ın Kuteybe’nin teklifini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur.. Komutanları ile görüşüp teklifi kabul ederler.. Silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar.. Tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, etrafı hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur..Kuteybe bu arada Tarhan’ı hemen öldürmez.. Haccac’a haber göndererek ne yapacağını sorar.. Haccac Tarhan için, “ O bir Müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür” der.. Kuteybe önce Tarhan’ın iki oğlunu, Tarhan’ın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür.. Arkasından 700 kadar Türk savaşçısının başlarını gene Tarhan’ın ve halkın gözü önünde kestirir.. Tarhan’ı da bizzat kendisi öldürür.. Bütün kesilen başlar Haccac’a gönderilir.

tahran'ı da öldüren kuteybe artık aral gölü'nün altındaki harezm'e yürür. Harzem’de Caygan ile Havarizat arasında taht kavgası vardır.. Kuteybe Caygan’la işbirliği yapar.. Önce Havarizat ile etrafındakileri öldürtür.. Arkasından Camhud melikini yenerek 4000 civarında esir alırlar.. Ancak, daha sonra bunlar Kuteybe’nin emri üzerine öldürülürler..

--spoiler--
Bu olay, Ziya Kitapçı''nın, islam Tarihi ve Türkler adlı kitabında aynen şöyle anlatılır ;
Bu harblerden birinde, et-Taberi''nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b. Müslim, Kuteybe''ye, 4000 esirle gelmişti. Kuteybe, Abdurrahman''ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi. Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu harblerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu. Nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,
--spoiler--

--spoiler--
”Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.

Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”
--spoiler--

Harzemli Ünlü Bilgin Biruni memleketinin araplar tarafından yıkılıp yakıldığını görünce şöyle söylemiştir:( harzem katliamının sebebi bölgeye kuteybe'nin atadağı caygan adlı işbirlikçinin halk tarafından isyan sonucu katledilmesidir)

“Kuteybe, her çareye baş vurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylece herşey karanlıklara gömüldü.. islam Harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı."

Semerkant meliki Gurek ile Kuteybe arasında yapılan antlaşmanın maddeleri (antlaşma semerkant meliki'nin şehrin dayanamayacağını anlamasıyla imzalanır.)

1.Semerkant Araplara her sene 2.200.000 altın ödeyecektir.
2.Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir.
3.Şehirde Cami yapılacaktır..
4.Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır.
5.Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe’ye teslim edilecektir.

Daha sonra Kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve Merv’e geri döner.. Dönerken kardeşi Abdurrahman bin Muslim’i Semerkant’ın başına vali olarak bırakır..
Kuteybe’nin Merv’e dönüşünden sonra, Türkler kendi aralarında işgalci Müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar.. Zaman zaman Ceyhun ırmağını geçerek Araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler.. Haccac Kuteybe’ye Taşkent ve Fergana’yi işgal etmesi talimatını verir.. Kuteybe Taşkent’e gider fakat başarılı olamaz.. Bu arada Haccac ölür. Halife Velid, Kuteybe’ye Türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler.. Kuteybe bu sefer Kasgar’a doğru yola çıkar.. Tam Kasgar’ı kuşatacakken Halife Velid ölür, yerine Süleyman ibni Abdülmelik halife olur.. Bu yeni Halife ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe Kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 senesinde kafası kesilerek öldürülür.. Çünkü Kuteybe’nin komutanları Halifeye karşı gelmek istememişlerdir..

dönemin tarihçilerinden taberi'nin anlatımları buyrun, şimdi hala isteyerek mi müslüman olduk sanıyorsunuz?

--spoiler--
Taberi Anlatımları

Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır.

Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

Her kim Türk’lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. imdi müslümanlar bir bir Türk’lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk’leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv’e geldiler.

Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan’a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe’nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan’a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Ne kadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.

Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd’e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)

Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
Bunun üzerine Neyzek’i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman’dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccac’a gönderdiler.(Syf-347)
Kuteybe deve palanı demek olur.(Syf-351)

--spoiler--
Bu bir gerçektir. Araplar dinleri gereği, dinlerinden anladıklarının gereği ve nefisleriyle karıştırmaları ortaya böyle affedilmesi zor seyler çıkarmıştır. O kadar kudretli bir milletiz ki; dinimizi doğru idrak edebilen insanlar yetistirebilmisiz. Su anda sıkıntımız; Arap külturuyle bezeli bir Kültür'de türedi icimiz de, dinin o olduğunu sanıyorlar. Yazikligimiz burda...
Bunun daha tazesi 1. dünya savaşında bizi arkamızdan vurmalarıdır bu hepsi için yeterlidir.

(bkz: seven sikilir siken sevilir)
haçlıların hesabını nasıl soracağıza yönelten gerçektir.
inanmadığım ama araştırınca, çok doğru olduğunu gördüğüm, daha sonra araplardan nefret etmeye başladığım gerçektir. biz çocuklarımıza ulu türk isimleri dururken arapça isim araştırma telaşına düşerken.

not: dinsiz, peygamberimizi sevmeyen birisi değilim. şükürler olsun müslümanım.
tarihsel gerçekliktir. sizleri bu başlıklara alalım lütfen;

(bkz: curcan katliamı)

(bkz: talkan katliamı)
arapların gayrimüslimlerden aldığı vergi gelirlerini azaltmamak adına islamı bilinçli bir şekilde türklere yaymadığı gerçeği yanında hiçbir şeydir.
bu şerefsizin çok büyük payı vardır bu işte;

(bkz: kuteybe bin müslim)
Kuteybe bin Müslim
Yezid bin Muhelleb
Said bin Harasi
Esres bin Abdullah
Nasr bin Seyyar

kuteybe' nin hayat görüşünden bir kesit herkesçe bilinir, tüm araplarca.

kuteybe bir kaleyi zapt eder, kale demek o zaman şehrin kapısı demekti, kuteybe kaledekilere seslenir :
-"Kaleyi teslim edin tek bir kişi ölmeyecek."

kalede çaresiz bekleyenler, çaresiz kalıp kaleyi teslim ederler, kuteybe emrini verir :

-"Sözümü tutuyorum, tek bir kişiyi sağ bırakın, hepsini öldürün."

emir yerine getirilir, kale teslim alınır, tek bir kişi sağ bırakılmış, bunun dışında herkes yok edilmiş, söz tutulmuştur.

adam tam bir diplomat.
arapların katlettikleri insanların torunları şimdi o katillere aşıktır.
bunu islam'a mal etmek saçmalık olur. emevilerin ne kadar ırkçı olduğunu ve acımadan peygamber'in torunlarını bile kestiğini göz önüne alırsak bu olaylar arap faşistler tarafından yapılmıştır.
Hülagü türk müydü Moğol muydu bilmem ama, müslüman araplara zerre acımadığına göre yaşasaydı iyi anlaşırdık.
talkan ve curcan katliamları türkler müslüman olmaya direndiği için gerçekleşmiştir zaten. ayrıca türklerle araplar arasında 70 yıllık tarih arasında bu katliamlar en üstleridir. araplar boş zamanlarında ara ara da türklere katliam yapıyordu ama bu kadar büyük değil. tabi sonra cengiz ve hülagu intikam almıştır.
o yüzden o katleden araplarla araplaşmış katledilmiş türkler birlikte cengiz han a söverler.