bugün

Saçmalığın daniskası. Suriyeli mülteciler Ses yapıyorlarmış da yaşları 17-18 miş de çok gürültü yapıyorlarmış, orada yaşayan almanlar yaşlıymış, anlayış bekliyorlarmış. Bana hiç samimi gelmedi.

görsel
Bu konuya nereden bakarsanız bakın insanlık ayıbıdır.
Bilmem kaç yıl önce de neredeyse aynısını yahudilere yapmışlardı, ne bekliyorsunuz.
Zamanında bizde yapsaydık keşke.
Almanlar Duvar işini iyi bilir, şaşırmadım.
Dibine kadar haklılar
1_ Cahil bitme bir topluma ihtiyaçları yok
2_ Mültecilerin gidebilecekleri bir sürü arap devletleri var ne de olsa kendi milletleri. Avrupanın göbeğinde ne işleri var? Kendini geliştirmiş, ilerlemiş, asil denilebilecek kadar ileri insanları hiçbir şekilde rahatsız etmeye hakları yok.
3_ Kimse elini kolunu sallayıp her ülkeye giremez o ülkenin bir toprak bütünlüğü, kendine has kuralları vardır kimsede bunları yadırgayamaz. Kaldı ki kaçak yollarla girdiği ülke onların bir sürü ihtiyacını gideriyor, kimse bunu yapmak zorunda degil.
4_ Tam 1 yıl önce Almanya'daydım ve Almanlara gerçekten acıdım. Sokaklarda, iş yerlerinde rahatsız ediliyorlar zaten bu yüzden de halkın çoğunluğu başkanın (bkz: Merkel) bu politakasına tepki gösteriyor.
5_ Türkiye'yi baz alalım. istanbul'da yaşayanlar bilir metroya bindiğiniz zaman özellikle yarımada bölgesinde nüfusun %50'si Türk %40'ı mülteci %10 da turist falan. Yürüyen merdiven de bile solda duruyor genç kızları dikizliyorlar, tam bir görgüsüz kör cahiller. Taksim iğrenç bir yer oldu, Üsküdar öyle, fatih artık arap ilçesi diye anılıyor, inanın kampüse girdigim anda rahat bir nefes alıyorum yoksa sokaklar gerçekten eskisi gibi degil. Bakın yardım edilmesin demiyorum da güzel kardeşim ne işin var istanbul'da zaten her yeri insan yığını trafiği bitmeyen bir şehir. Gerçi istanbul'u da çok görmemek lazım adamlar kanada'ya bile gittiler. Devletin politikasını bu yönde ayarlayıp güneydoğudaki illere mültecileri dağıtmalıydı. Neyse.

Bu duvarın yapım işine tepki gösterenlere saygı duyuyorum ne de olsa vicdan denen bir şey var. Duygusal anlamda haklısınız tabii.