bugün

ingilizcesini söylesen bi dert, türkçesini söylesen ayrı dert.
başlıkları fazlasıyla ciddiye alan yazar. (#2958358)
bir tane kemalist çıkıp da küfretmeden yazı yazmayı becerebilir mi bilmiyorum. ben görmem herhalde. işte onlardan bir örnek yazar daha. o küfreden ağzınıza....
(#8761958)
votkası ve birası ne kadar kötü olsa da eğlenceli bir karaoke bardır.
karaoke bar.taksimde bilindik bir yer olmasına rağmen çok da süper denilemez. kötünün iyisi dediklerimizden. ha bide girişte ücret alınıyor şimdilerde.
berbat bir yer. karaoke diye caldiklari midi'leri kakaliyorlar.. düğün özlemi çekenlere birebir.
taksim'de bulunan bu barın barmeni sizi dışarı çıkarıp bodyguard, garsonlar ve çevre esnafla beraber dövebilir.
(bkz: #3825056)
saatim çalmadanla mahvolanlardan. gece gece kendini fazla harap etmesin o şarkıyla, çok acıtıyor çünkü... *
karaoke denilince ilk akla gelen mekan. ses sistemi ve havalandırma sorunları ile de ünlüdür ama çoğu insan için vazgeçilmez bir mekandır.
(bkz: maymun)
yanlış okumalarıyla yaran mazoşist olmasını dilediğim samimi, böyle çok yakın, dost, nasıl desem ki,hani anlayan böyle, içini, herşeyini. utancını, heycanını, üzüntünü.
dün itibariyle 18'ine giren şirin yazar, sevilesi insan. 17 sene önce açtı gözlerini şu sarhoş dünyaya. henüz anne kucağındayken öğrendi sevmeyi. ilk önce renkleri sevdi; pembe, sarı, yeşil, mor... sonra sokaklarından geçen şekerci amcadan aldığı horoz şekerlerini. büyüdü biraz, kelebekleri sevdi. sokağa çıktı, çamurda oynamayı sevdi annesinden fırça yemek pahasına.

papatyayı sevdi; ilkbaharı... yüzünü okşayan rüzgarı sevdi.

mutlu insanlar gördü, gülümsemeyi sevdi. belki kırdı birilerini, ya da kendi kırıldı küçükken elinden düşen o bardaklar gibi; paramparça. ama sevdi herkesi, her şeyi; ne sayfalarca, ne dünyalar. sevebildiği kadar sevdi, yüreği kadar. ve yüreği de elleri kadar küçük değildi.

geride bıraktığı kısa hayatı boyunca kimilerinin sevdiği oldu, birilerinin seveni. sevmeyi sevdi, en başta kendini.

bir de doğumgününü sevdi, her ne kadar "29 şubat" esprilerine maruz kalsa da. yaşamayı sevdi, ve * hayatına giren herkesi, geride bıraktığı 17 senesini... *
(bkz: hayatıma giren herkese, yaşanmış her şeye; teşekkürler.. büyüyorum sizinle)
ersin karabulut'a hayrandır bu. yalın'ı pek sever. sonra şebnem ferah dinler. onun şarkılarının sözleriyle sırayı karalar. sonra rejim yapar haftada bir. haftada bir bırakır rejimlerini. şimdi diyorumda o doğmamış olsaydı, yerine biri gelir miydi acaba, bana biraz daha arkadaş olabilecek? iyiki doğmuş. sıra arkadaşım, sandık içimin son karesi...
(bkz: bir hi one olarak my moon)
hoşgelmiş yakın dost. Güzel şirin sevimli insan.
beşinci nesil yazar. hoşbulmuştur kendisi. *
beşinci nesil yazar. ayrıca ;

#2929619>>hayır hala değil. *
hoşgelmiş...
kamerim.
(bkz: karaoke)
imam adnan sokakta ziya ve çetin tarafından işletilen pub bu aralar karaoke yapıyorlar.