bugün

elbette islam kaynaklarından hassasiyetle ayıklanmış, gelgelelim kafir kaynaklarında en ince detaylarıyla belgelenmiş hadisedir.

doğuda adeta bir güneş gibi doğan islam'ın süper bilimsel ve insani rejimi batı'da bir köpek muamelesi gördüğüne inanan akıllı, ilimli fenli, kelli felli avrupalı'lar için adeta bir vaha gibidir. bu akımdan etkilenen nice talihsiz gibi, bir gün makinus isminde bir teknoloji tasarımcısı mekke'de beliriverir. tabi bizim bugün kullandığımız "teknoloji tasarımcısı" gibi bir tabir o zamanlar yok; böyle adamlara, mucitlere sihirbaz demek daha yaygın. ama makinus'un yapabildiği hadise bugün dahi yok: kendi kendine karar alabilen hareketli mekanik varlıklar, üstelik elektriksiz. neyse, diyor ki muhammed'e, "sen bana imkan ver, ben sana bunlardan bir ordu yapayım". muhammed diyor ki, "hadi bakalım..."

senin makinus ekibiyle birlikte gece gündüz çalışıp otuz tane robotu üç aylara yetiştirir. dizilir bunlar muhammed'in karşısına hiç hareket yok. "yine bir put hadisesi ile karşı karşıyayız arkadaşlar" diye espriyi patlatır, sen sahabiyi göreceksin, gülmekten yarılıyor, ama nasıl.. makinus zıplıyor "sayın peygamber, lütfen emir veriniz". ortalığı bir sessizlik alıyor, muhammed sesleniyor: "ey putlar, eğer sizin tanrınız işe yarıyorsa size bir can versin, bize bir hareket çekin de görelim". cümlenin ardından bir saniye geçmeden bütün robotlar sol bacaklarını havaya kaldırır. bu kez ortalığı ölüm sessizliği alıyor.

bu noktadan sonra harekete çok içerleyen muhammed başlıyor hz. makinus ile münakaşa etmeye; vay efendim allah'a şirk koşdun, koşmadım; vay efendim robotlara cünup varmı falan derken en son muhammed robotların yapımına kaburga kemiğinden başlanmadı gibi gayet dayanaklı bir hukuki gerekçeyle projeyi iptal ediyor, makinus'un kıçına da tekmeyi basıyor. beş parasız çoluğu çocuğuyla çöllere düşen zavallı makinus fazla dayanamıyor tabi, acıklı sonrası, çocuklar perişan, sorma hiç...