bugün

insanlıkta tamamen çıkmış modern insanın gündelik karmakarışıklaşan yaşamında artık sevme ehliyetini kaybetmesi sonucu sevmeye ehil olmama durumu.

durkheim'ın anomi dediği şey uzaklarda değildir. bir sabah erken saatlerde şehrin en işlek yerlerinde bir yere oturup insanları seyrediniz. ya da bir avm'de, ya da bir otobüs durağında. allahım bu nasıl robotlaşmadır? ne kargaşasıdır bu? her sabah düzenli işe giden, çalışan insan metroya biniyor, akşama doğru işten çıkıyor eve geliyor ve televizyonda sikimsonik dizileri seyre dalıp televizyonun başında uyuya kalıyor. bankamatik sırasına giriyor ve maaşını çekiyor, banka kesinti kazığı atmışsa küfür basıyor. daha ne anomisi olacaktı merak ediyorum? her şey piyasalara endeksli. bugün sabahın köründe sokaklarda dolaştım. temizlik işçilerine, sokak çocuklarına baktım biraz. metrodan çıkan insanların işe yetişme telaşelerini gözlemledim. ulan gördüğüm insanların yüzde doksanının yüzü asık, mutluluğun zerresi yok, sadece yere bakıyor. mesela metroya iniyor kartını okutup treni bekliyor. insanlar göz göze gelmekten öylesine kaçınıyorlar ki evlere şenlik. bu insanlar muhtemelen facebook'u her çeşit "mutluluk pozu" verme aracı olarak kullanan insanlar. arkadaşlarını kıskandırıyorlar. "bah hele ne kadar da mutluymuş" denilmesini istiyorlar.

bu insanların sevme gibi bir imkanı yok arkadaşlar. pek çok beyaz yakalının hayata dair sanata dair hiçbir akttivitesi yok. oturduğumuz binalara bir bakın amk. ne kadar düz, ruhsuz ve tek tip. nasıl oluyor da o apartmanlara, o resisdanslara trilyonlar sayıyor bu insanlar şaşılacak şey. duyduğu en güzel müzik muhtemelen sikik bir pop müziği, okuduğu en güzel kitap 10 adımda 11 adım olan, estetik hayatının hiçbir yerinden geçmeyen insanlar neyi sevebilir?

annesi çocuğuna daha 4-5 yaşlarında, "karın bizi istemezse ne yaparsın?", "sen evlenince eşini çok kıskanacağım" gibi telkinlerde bulunuyor. çocuk da ömür boyu ilişkilerini "acaba aileme ihanet etmiş olur muyum?" diye düşünerek yaşayamıyor. annesi kızına evleneceği erkeğe karşı kendini ezdirmemesini telkin ediyor. kadın da satranç oynar gibi ilişki yaşıyor. her şey baştan sona sakat. her şey. yıkılsın istiyorum bu dünya. paramparça olsun. artık sonu gelsin bu saçmalığın. bir dünya savaşı daha yapalım tüm nükleer bombaları patlatalım bitsin gitsin insan soyu.

bugün bir araba gördüm sokakta. yavru bir köpek arka sol tekerleğinin altında kaldı. adam indi arabadan. şöyle bir baktı köpeğe. köpek can çekişiyordu. çevre esnaf anında arabanın yanına üşüştü. adama "köpeği al veterine götür" dediler. adam aslında götürme niyetinde değildi ama işte sosyal baskıyı gördü bir an. el kadar köpeği eline aldı havaya kaldırdı köpeğin ağzından ip gibi kanlar akıyordu. saniyeler içinde ölüp gitmişti zaten. sonra adam bastı gaza gitti. her şey ne çabuk da normale dönmüştü.

bugün elimde fotoğraf makinesiyle dolaştım şehrin sokaklarında. ruh gibi ama. ne vardım ne yoktum. sadece gözlemledim. gözlemleyin arkadaşlar. sokaklarda gezinirken arada başınızı kaldırın şöyle bir bakın.

ek olarak bugün birkaç kişi ne bakıyon lan dercesine bakmayı ihmal etmedi. gözünü kaçırmasan adamlarla kavga edeceksin amk.

boktan dünya.
(bkz: sevmek ile arzulamanın farklı şeyler olması/#28052707)

kavram kargaşası yaşamasından kaynaklanmaktadır.
hayır bir de bu modern insan tipi kendini bilge falan sanıyor. daha temeli bomboş.
etrafta bol bol bikbikbik öten çok bilmişler görebilirsiniz. her konuda fikirleri var, yersen.