bugün

ergen erkekler için büyük bir sorun:

misafirliğe gidildiğinde bayanların hangisiyle sadece tokalaşcam, hangisiyle tokalaşıp yanak değdircem, hangisine sadece sarılacam.

travma ulan bildiğin travma.

sarılmayı bırakıp sadece tokalaşmaya başlama evresi ne zaman başlıyor acaba.

bunu bir çözsek millet olarak epey yol katedicez.

kalkınacaz lan bildiğin.

- sarılınca içinden ''ulan eşşek kadar adam olmuş hala sarılıyor'' diyen teyze

- elini uzattığın anda elini boşa çıkarıp boynuna atlayan teyze.

- yeter lan hiç birini yapmıyom sadece selam verme amaçlı kafamı sallayacam dendiğinde, '' oğlum öpsene nurten teyzeni de'' diyerek toplum önünde rencide etme görevini yerine getiren anne.

sonra da niye asosyal oldun.

ya ne olacağıdım amk.
her gidildiğinde kaçıncı sınıfa geçtin diye sorulması. 1 yıl içinde 4 5 kere gidiyoruz zaten kaç kere sınıf geçebilirim kardeşim ?
aşırı derecede ilgi görmek. yahu bir rahat bırakın da soluklanalım.
herkesin ya sizden büyük ya da sizden küçük olması. hiçbiriyle kafanız uyuşmaz, mal mal oturursunuz bi köşede.
daha eve girmeden baba bak fazla durmayalım dendiğinde tamam yarım saat oturur kalkarız diyip içeriye girince kendini kaybedip üç saat oturan baba.
(bkz: büyümek)

büyüdükçe misafirliğe gitme isteği azalıyor. gerisi hikaye.
Zorla yemek yedirmeye çalışan teyzedir.
dedikodu dinleme zorunluluğudur.
"sen bizim çocuğumuz olsana" teklifidir.
o bilgisayarı açmayalım diye şifre koyan çocuğun amına koyım ben.
ikram konusunda ısrar, el öpme konusunda alışkanlıklar ve lavaboya gitme konusunda yaşanan tereddüt dolu anlar.
odaya en son girdiğin gözlerin sana doğru dikilip aaa maşallah oğlanda büyümüş diyip muhabbetin senin üzerinden başlaması.
sahte hareketlerden nefret ediyorum.

misafirlikte bolca bulunmakta bunlardan.
tuvaletini kullanamayacağını bildiğin durumlardır.
internette arkadaşlık sitelerine girememek soğutabilir.
Ev sahibinin şımarık cocukları.