bugün

hayattan, düz mantık insanlardan, yaratıcının değil de insanların kulu olmuş dangalaklardan nefret etme sebebidir.

inandığımız, inandığınız, inandıkları kitaplarda bile mezhepler yer almazken, yüzyıllar önce yaşanmış, şimdikiyle alakasız ayrılıkların günümüze taşınması kadar salakça bir yaklaşım olamaz sanırım.

inanç insan için vardır. din sadece belli kurallar koyar.
günümüzde farklı mezheplerin farklı inanış şekillerinde kutuplaşması ve ayrışması sadece kan getirir.
ve getirdi de.

her insanın inanışı kendi hayat doğrularına göre olmalıdır.
buna kimsenin ne karışma hakkı vardır, ne de yargılama.
herkes kendi inancına göre "yaratıcı tarafından" yargılanır.
mezhepleştirmek, yeni kurallar getirmek, şirkten başka bir şey değildir.

dünyanın gerçek huzuruna kavuşması için gerekli olanlar özgürlük ve eşitlik, yukarıda savunduklarıma karşı çıkanlar tarafından da benimsenmemektedir.

mezheplere karşı olan, inançlı ama dinci olmayan bir insandan; yani benden,
saygılar...
türkiye'yi kavuracak yeni parçalama modeli.

evet kastettiğim mezhepler alevîlik ve sünnîlik. bunları mezhep olarak kabul edin ya da etmeyin, konu bu değil.

günümüzde insanlar sırf başka takımı tutuyor diye öldürülebiliyorsa, mezhep fanatiği insan yetiştirmenin ucu bucağı yok. kendi ellerimizle frankeştaynlar üretiyoruz.

oysa akışına bıraksak her şeyi.

anadolu bin yıldır özünde zaten sahip çıkıyor herkese. hem de kendiliğinden.

biz istesek de istemesek de.

bu toprakların büyülü olduğuna inanıyorum. bu kadar saf kültürlerin fışkırdığı yerler normal olamaz bana göre.

ancak biz, muhalif olmakla karşıdakini yok etmek arasındaki kalın çizgiyi kaybediyoruz kolayca.

karşı taraf üzerinde çok rahat hüküm verip her şeyi mahvedebiliyoruz.

biraz olsun özele odaklanmayın, bütünü okuyun.

bütünün veya doğanın bize vereceği mesajlar o kadar derin ki...
çift taraflı cennete gitme garantisi veren en güzel savaş. iki taraf için de savaşabilir, her türlü cennete hurilere kavuşursun. ya siz niye bu kadar kolay mezhep savaşlarına girip, kavun karpuz keser gibi adam öldürdüklerini sanıyorsunuz?
ekonomonin sıçtığının, dış politikanın sıçtığının, iç politikanın sıçtığının, kısacası sıçtığımızın göstergesidir.
ne zaman ki hükümetler, açıklayacak bir yalan bulamazlar,
o zaman kendileri tetikler iç savaşları.
ne zaman ki, köşeye sıkışır hükümetler,
üstü kapanmış yara kabuklarını bir bir kaldırmaya başlarlar.
başlarlar ki
haber çıksın gazetelere.
herkes uyusun, saman altından dereler akıtılsın.
dereler kuruduğu vakit, süreçler açılımlar yapıp, ''ama biz nasıl da güzelli hükümetiz, sorunları çözdük'' desinler.
böyledir bu.
mezhep çatışmasını tetikleyen tsk'nın içinde aleviler mi var yoğğğsaaammmm gerzeklikleri,
toplum içinde yine ''göt kılıyık'' diyen göt'e dahi layık olmayan zeka özürlüleri
ellerinde sopalarla harekete geçirir.
sonra darbecilere karşıyız diyenler, bir anda polis darbesi ile, yine ''biz çözdük biiiiiizz'' derler.
suriye falan yalan oldu tabi.
kimin eli kıçımızda belli değil.
bir orman türküsü sarılır dillere,
sonra mezhep ayrılığı
bir bakarsın olimpiyat.
türkiyenin balık hafızası işte.
ne oldu pkk'nın çekilme süreci?
olimpiyatı kaybettik gezi parkı yüzünden...
kazansaydık?
yaşasın tayyib erdoğan...
yurt dışında gazetelerin neden kaybettiğimizi yazdığını okudun mu?
okumak yok yola devam.

neyse, uzatmayalım,
tekrardan küllerinden doğmuş bir çatışmadır.
aleviler camiye gitsin söylemleriyle başlayan.
tıpkı 10'dan sonra içemezsin evine git iç denmesine kızan insanlar gibi...
ya da 3 çocuk yap, hadi yatağına denince''nooluyor lan_?'' diyenler gibi....
öyle işte.
durmak yok, çatıştırmaya devam.
ilkelliktir.